Bu sayfayı yazdır

Niyet hayır, âkıbet hayır

Eshâb-ı Kiramdan Şeddâd ibnü’l-Hâd (radıyallahü anh) anlatır: Bir gazadan Medine’ye dönerken, bedevi bir kimse Resulullah Efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) yanına geldi, iman etti ve ona tabi oldu. Sonra Resulullah Efendimize “Sizinle hicret etmek istiyorum!” dedi. Peygamber Efendimiz de onu Eshâb-ı kiramdan birisine gönderdi ve yardımcı olmasını istedi. Ona imanı ve İslamı öğretecekti...

“BUNU SENİN İÇİN AYIRDIM!”
Bu arada tekrar bir gazaya gidildi. Resulullah Efendimiz bu savaşta bir miktar ganimet ele geçirdi. Onu gazaya katılanlar arasında taksim etti. Bir miktar ganimeti de bu bedevi için ayırdı ve payını kendisine vermesi için Eshâb-ı kiramdan birisine teslim etti. Payı teslim alan zat askerin gerisinden geliyor, yolda düşen ve kalanları gözetiyordu. Orduya yetişince ganimet payını sahibine teslim etti. O kişi: 
“Bu nedir?” diye sordu. 
“Ganimet payı, Resulullah Efendimiz senin için ayırdı!” dedi. 
O zat payını eline alarak Resulullah Efendimizin yanına geldi:
“Bu nedir, Yâ Resulallah?” diye sordu. Peygamber Efendimiz;
“Senin için ayırdım” buyurdu. O zat; 
“Ben size böyle dünya malı için iman edip tabi olmadım. Ben sadece senin yanında cihad ederken şu boğazıma bir ok atılıp saplansın ve öylece ölüp Cennete gideyim diye tabi oldum!” dedi... 
Bunun üzerine Resulullah Efendimiz;
“Eğer Allahü tealaya karşı bu niyetinde samimi isen, seni tasdik eder ve yalancı çıkarmaz” buyurdu... 

NE BÜYÜK SAADET...
Bir müddet sonra ordu, düşmanla tekrar savaşa girdi... Harpten sonra bir sahabi elde taşınarak Resulullah Efendimizin yanına getirildi. Hakikaten tam işaret yerinden boğazına bir ok saplanmış ve şehid olmuştu. Resulullah Efendimiz onu görünce;
“Bu, o kimse midir?” diye sordu. 
“Evet, bu odur” dediler. Resulullah Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem);
“Allahü tealaya karşı niyetinde samimi oldu, Allah da onu haklı çıkardı!” buyurdu. Sonra onu kendi cübbesiyle kefenledi. Cemaatin önüne koydu, cenaze namazını kıldı. Resulullah Efendimizin şu duası işitiliyordu: 
“Allah’ım! Bu senin kulundur. Senin yolunda hicret edip şehit oldu. Ben de bu kulun şahidiyim...”
Ne büyük saadet!.. Bu mübarek sahabe, halis niyetinin neticesinde şehitlik mertebesine kavuştu. Ne buyuruyorlar din büyükleri: “Niyet hayır, âkıbet hayır...”

Toplam Görüntülenme: 1161

Yayın tarihi: Salı, 27 Ekim 2009