Bu sayfayı yazdır

Ceddine saadetler olsun ey Sa'd!..

Mehir parasıyla hanımına bir şeyler almak için pazara çıkan siyâhî fakir damat Sa’d, bir ses duyar!.. Resûlullah’ın münadisi pazar yerinde şöyle bağırmaktadır:
“Ey Allah’ın süvarileri! Geliniz, cihad var, cihaaad!..”
Sa’d bunu duyar duymaz şöyle düşünür:
“Allahım! Yerlerin ve göklerin Rabbi... Ben bu paraları, Allah’ın, Resûlünün ve mü’minlerin sevdiği yola sarf edeceğim...”

TANINMAYACAK HÂLDE ÖRTÜNDÜ!..
Hemen bir at, bir kılıç, bir mızrak ve kalkan aldı. Kuşağını beline bağladı. Başını da güzelce sardı. O kadar sardı ki, yalnız gözleri görünüyordu...
Ve hemen cihada katıldı. Cephede mızrak vurdu, kılıç salladı... Bir ara atından indi. Başı örtülü olduğundan, Resûlullah onun siyah kollarını görünce tanıdı ve sordu:
-Sen Sa’d mısın?
-Evet, ya Resûlallah! Anam babam sana feda olsun.
Bunun üzerine Resûlullah efendimiz şöyle buyurdu:
-Ceddine saadetler olsun ey Sa’d!..
Bundan sonra durmadan mızrağı ile kılıcı ile kahramanca savaşmaya devam etti. Her vuruşta müşriklerden birini öldürüyordu. Bir ara “Sa’d düştü, Sa’d düştü!..” dediler. Resûlullah efendimiz ona doğru yöneldi. Yanına vardı, başını göğsüne yasladı. Yüzündeki toprakları mübarek elbisesi ile sildi ve şöyle buyurdu:
-Kokun ne kadar güzel ya Sa’d... Seni Allah’ın ve Resûlünün sevgisine ısmarlıyorum.
Bundan sonra, Resûlullah efendimiz ağladı. Sonra güldü. Sonra yüzünü beri yana çevirdi. Daha sonra şöyle buyurdu:
-Kâbe’nin Rabbine yemin olsun ki Sa’d Havz’a gitti!..
Ebû Lübabe dedi ki:
-Yâ Resûlallah! Havz nedir?
Resûlullah efendimiz şöyle anlattı:
-Havz’ı Rabbim bana ihsan eyledi. Onun genişliği San’a ile Basra arası kadardır. İncilerle yakutlarla süslüdür. Onun suyu, sütten beyazdır. Tadı, baldan tatlıdır. Ondan bir kere içen ebedî susamaz.
Tekrar sordu:
-Ya Resûlallah! Önce ağladığınızı, sonra güldüğünüzü, daha sonra yüzünüzü çevirdiğinizi gördük.
Şöyle buyurdu:
-Sa’d’ı sevdiğim için ağladım. Onun Allah katındaki derecesine sevinip güldüm. Allah katındaki ikramına sevinip güldüm. Yüzümü çevirmeme gelince, onun, hurilerden zevcelerini gördüğüm içindir. Onların kolları açık, halhalları gözüküyordu. Onlardan hayâ ederek yüzümü çevirdim. 
Resûlullah efendimiz, bundan sonra, onun silahı, atı ve ona ait diğer eşyaları için emir verdi:
-Bunları alın, zevcesine götürün ve deyin ki: “Allahü teala onu sizden daha iyi biri ile nikâhladı."

Toplam Görüntülenme: 1146

Yayın tarihi: Pazartesi, 18 Ocak 2010