Bu sayfayı yazdır

Ebû Câfer Haddâd el-kebîr

Ebû Câfer el-Haddâd hazretleri, evliyanın büyüklerindendir. Onuncu asırda yaşamıştır. Cüneyd-i Bağdâdî ve Ebû Türâb-ı Nahşebî hazretleriyle sohbet etti. Aslen Bağdâdlıdır. Şam, Mısır ve Mekke’de bulundu. Ömrünü ibâdet ve riyâzetle geçirdi. İbâdet ve cömertliği son derecede idi...

ELİNE GEÇENİ DAĞITIRDI...
Ebû Câfer hazretleri demircilik yapar, günde on akçe kazanınca işi bırakırdı. Eline geçen parayı akşamla yatsı namazları arasında fakirlerin kapısını tek tek çalarak dağıtırdı. Kendisi günlerce bir şey yemezdi. Oruç tutmak haram olan Ramazan Bayramının birinci günü ile Kurban Bayramının dört günü hâriç, yıl boyu hep oruç tutardı. Akşam olunca Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerinin kapısına gelir, bir-iki parça kuru ekmekle iftâr ederdi. Kendinde olanı dağıtır kimseden bir şey istemezdi...
Ebû Câfer Haddâd hazretleri, gıybetin insanı felâkete düşüreceğini gösteren bir hâdiseyi şöyle nakletmiştir: 
“Yanımızda çok çalışan, çok ibâdet eden bir genç vardı. Bununla berâber bu genç, başkalarını çok gıybet ederdi. Bir ara kayboldu. Bir müddet sonra onu kötü kimselerin yanından çıkarken gördüm. Niye bu hâle düştüğünü sordum. O da; ‘Gıybet beni bu hâle düşürdü. Bu kötü insanlardan birine tutuldum. O mâ-nevî hallerin hepsini elimden kaçırdım. Şimdi bunların yanından ayrılamıyorum. Duâ et de, bu halden kurtulayım’ dedi.”
Ebû Câfer el-Haddâd hazretlerinin hikmetli sözleri çoktur... 
Kendisine bir gün, “Kulu Allahü teâlâya yaklaştıran en iyi iş nedir?” dediler. “Kulu, Allahü teâlâya yaklaştıran en iyi vesîle, kulun her hâlükârda dâimî sûrette O’na ihtiyaç duyması, bütün işlerde sünnet-i seniyyeye dört elle sarılması ve gıdâyı helâl yoldan temin etmesidir” buyurdu. 

“UBÛDİYYET (KULLUK) NEDİR?”
“Ubûdiyyet (kulluk) nedir?” diye sordular. “Malı bırakıp emrolunan husûsa sımsıkı sarılmaktır. Hak aramak yerine vazîfeye koşmaktır” buyurunca “Öyleyse kerem nedir?” dediler. “Dünyâyı ona muhtaç olanlara bırakıp, Allahü teâlâya kulluğa yönelmektir” buyurdu. “Cimri kime derler?” diyenlere de; “İhtiyaç ânında başkasını düşünmeyene” diye cevap verdi. “Bid’at nedir?” dediler. Şu karşılığı verdi: “İlâhî hükümleri çiğnemek, sünneti küçümsemek, şahsî istek ve düşüncelere tâbi olarak Kur’ân-ı kerîm ve sünnete uymayı terk etmektir.”
Ebû Câfer el-Haddâd hazretleri vefatına yakın buyurdu ki: 
“Firâset, karşısına çıkan bir şey hakkında hâtırına gelen ilk şeydir. Eğer hâtırına aynı cinsten başka şeyler de gelirse, o nefsten gelen sözlerdir.”

Toplam Görüntülenme: 1282

Yayın tarihi: Salı, 13 Temmuz 2010