Bu sayfayı yazdır

Allahü teâlâyı tanımanın alâmeti

Ebû Muhammed Râzî, Horasan’da, Nişâbur şehrinde yetişen büyük velîlerdendir. Doğum târihi bilinmemektedir. 964 (H.353) senesi Nişâbur’da vefât etti. Evliyânın büyüklerinden Ebû Osman Hîrî’nin sohbetlerinde yetişip kemâle geldi... Cüneyd-i Bağdâdî, gibi büyük zâtlarla görüşüp sohbet etti. Fıkıh, hadîs ve diğer ilimlerde âlim idi. Çok hadîs-i şerîf yazdı ve rivâyet etti... 

“DÜNYA SEVGİSİ NEDİR?”
Bu mübarek zatın da hikmetli sözleri çoktur. Kendisine; “Dünyâ sevgisi nedir?” denildi. O; “Dünyâ, Allahü teâlâ ile senin aranda perde olan her şeydir” buyurdu. Yine, “şikâyet ve gönül darlığı”ndan suâl edildi. Buna da; “Şikâyet ve gönül darlığı, mârifet azlığından Allahü teâlâyı tanımamaktan ileri gelir” buyurdu. Sohbetlerinde; “Bir kimse, İslâmiyetin emirlerine uyup uymadığını anlamak istiyorsa, bu emir ve yasakları nefsine tatbik etsin. Eğer emirleri yapmakta ve yasaklardan sakınmakta bir isteksizlik, gevşeklik yoksa, bilsin ki İslâmiyete uymaktadır.”
“Ahlâk, Allahü teâlânın sana ihsân ettiklerini büyük, senin O’nun rızâsı için yaptıklarını küçük görmendir.”
“Allahü teâlâya yakınlık makâmına kavuşmak isteyen, nefsin arzuları ile kendisi arasında, demir gibi kavî bir duvar bulundursun.”
“İlim öğrenmek, ilmi ile amel etmek, amelini düzgün yapamadığını düşünüp korkmak, Allahü teâlâyı tanımanın alâmetlerindendir.”
“İnsanların hâli ne tuhaftır. Kusur işler, kusurlu olduklarını bilirler, fakat bir türlü bu bozuk halden vazgeçmezler ve doğru yola dönmezler. Böyle insanlar hakkında ne buyuruyorsunuz?” diye soranlara; “Bunlar öğrendikleri ilimler ile amel etmekle değil, o ilimler kendilerinde bulunduğu için, öğünmekle meşgul oluyorlar. Hep zâhir ile uğraşıyorlar ve bâtın edepleri ile meşgûl olmuyorlar. Allahü teâlâ böylelerinin doğruyu ve hakkı gören basîret gözlerini kapatır. Böylece âzâları da ibâdet yapamaz olur.”

“ÂFİYET VE İYİLİK İHSÂN ET”
Ebû Nasr Harrânî anlatır: 
“Ebû Muhammed Râzî’ye bana bir duâ öğretmesini ricâ ettim. Şöyle duâ etmemi söyledi: Yâ Rabbî! Bize, seni hakkıyla tanımayı, sana hakkıyla ibâdet edebilmeyi ihsân et. Bizi sana yaklaştıracak şeyleri nasîb eyle. Bizlere hâlis tevekkül, hüsn-i zan, dünyâ ve âhirette âfiyet ve iyilikler ihsân buyur...”
Ebû Muhammed Râzî hazretleri, vefatına yakın buyurdu ki: 
“Susmayı ganîmet saymayan kimse, ne kadar konuşursa konuşsun boşunadır.”

Toplam Görüntülenme: 1271

Yayın tarihi: Perşembe, 16 Eylül 2010