Bu sayfayı yazdır

Câkîr el-Kürdî

Câkîr el-Kürdî, Kuzey Irak’ta yetişen büyük velîlerdendir. Doğum târihi bilinmemektedir. Hanbelî mezhebi âlimlerinin büyüklerindendir. 1155 (H.550) senesinde vefât etti. Tâc-ül-Ârifîn Ebü’l-Vefâ hazretleri, Câkîr hazretlerini över, yüksekliğini anlatırdı...

“İSTİKÂMET ÜZERE OLDULAR!..”
Câkîr el-Kürdî hazretlerinin kıymetli nasihatleri vardır: 
“Şunlar ki, Rabbimiz Allahü teâlâdır deyip, (O’nun rubûbiyyetini ve vahdâniyyetini îtirâf ve ikrârdan) sonra (gizlide ve açıkta yalnız Allahü teâlâdan korkmak ve yalnız O’ndan ümitli olmakla, amellerinde ihlâs ve) istikâmet üzere oldular” (Fussilet sûresi: 30) meâlindeki âyet-i kerîmeyi okuyup, burada geçen “İstikâmet üzere oldular” kelimesinin tefsîrinde; “İstikâmet üzere olmak demek, müşâhede üzere bulunmak demektir. (Allahü teâlâdan başka hiçbir şeyin sevgisinin kalpte bulunmamasına müşâhede denir.) Çünkü Allahü teâlâyı tanıyan, O’ndan başka hiçbir şeyi bilmez. O’ndan başka her şeyi unutur. Kim bir şeyi severse, ondan başka bir şeye muttalî olmaz. Başka şeye itâat etmez, tâbi olmaz.” 
“Allahü teâlâ, evliyâsına pek çok kerâmetler ihsân etmiştir. Evliyânın, aynı anda başka başka yerlerde görülmesi de, onların kerâmetlerindendir. Hattâ bu büyük velînin, birisi şarkta, diğeri garbda olan iki talebesi olsa ve bu iki talebe aynı anda vefât edecek olsalar, şeytanın onların îmânlarını çalmamaları için, son nefeste her ikisinin de imdâdlarına yetişir...”
Câkîr el-Kürdî hazretleri, vefatından bir müddet önce oğluna buyurdu ki:

“KENDİ RIZKINA RÂZI OL!”
“Ey oğlum, kendi rızkına râzı ol! Kendi rızkına râzı olan, kimseye muhtâc olmaz. Gözü başkasının malında olan, fakir olarak ölür. Allahü teâlânın taksim ettiği rızka râzı olmayan, O’nu kazâ ve kaderinde, dilediğini yaratmakta töhmet altında tutmuştur! Kendi kusurlarını küçük gören, başkasınınkilerini büyütmüş olur. Her zaman kendi kusurlarını büyük gör. Başkasının gizli bir şeyini açığa vuranın, evindeki gizli şeyler herkesçe bilinir. Kardeşi için kuyu kazan, o kuyuya kendisi düşer. Ahmaklar arasında bulunan horlanır, âlimler arasında bulunan hürmet görür.”
“Ey oğlum, insanlara kızmaktan çok sakın, yoksa sana da kızarlar. Boş iş ve söze karışmaktan sakın, sonra aşağılanırsın.”
“Ey oğlum, Allahü teâlânın kitâbını okuyucu, iyilikleri emredici, kötülüğü nehyedici, sana gelmeyene sen gidici, seninle konuşmayanla konuşucu ol! İsteyene ver. Gıybetten, koğuculuktan sakın. Çünkü söz taşımak, insanların kalbinde düşmanlığı artırır. İnsanların ayıplarını görme, insanların ayıplarını gören, onların hedefi olur.”

Toplam Görüntülenme: 1209

Yayın tarihi: Salı, 21 Eylül 2010