Bu sayfayı yazdır

Hakîkat ehlinin alâmeti

Büyük velî Aziz Nesefî hazretleri buyurdu ki:
“Hakîkat ehlinin alâmeti şunlardır: 1) Allahü teâlânın rızâsına kavuşmuşlardır. 2) İnsanlarla sulh üzeredirler. Kimseye düşmanlık etmezler. İnsanları severler. 3) Halka şefkat üzeredirler. Şefkatin aslı halka nasîhat etmek, onlara doğru yolu göstermektir. 4) Halka karşı tevâzu ve edeb gösterirler. 5) Tevekkül sâhibidirler. Sabır ve tahammülleri fazladır. 6) Tamâı, nefsin arzu ve isteklerini terk etmiş, kanâat sâhibidirler. 7) Allahü teâlânın verdiğine şükrederler. 8) İnsanlara rahatlık ve ferahlık verirler.”

KÂMİL MÜMİN OLMAK...
“Her kim şunlara uyarsa kâmil bir Müslüman olur: 1) Helal lokma. 2) Doğru söz. 3) Doğru iş. 4) Evliyânın sohbetinde bulunmak. 5) Allahü teâlânın varlığını birliğini tasdik etmek. 6) Allahü teâlâya karşı kulluk vazîfelerini yerine getirmek. 7) Kimseye eziyet vermemek. 8) Herkese rahatlık vermek. 9) İlim öğrenmek.”
“Yolun esâsı, kalbe teveccühdür. Kalp ile de, Allahü teâlâya teveccühtür. Kalp ile çok zikretmektir. Farz ve sünnetleri edâ etmektir. Yeme, içme, giyme ve oturmada, işlerde ve âdetlerde orta derecede olmaktır. Kalbi kötü düşüncelerden, vesveseden korumaktır. Kendisine rehber olan âlimin sohbetini ganîmet bilmektir. Hocasının huzûrunda iken ve yanında yok iken edebe uymaktır. Bu yoldan maksad ve ele geçen şey; Allahü teâlânın devamlı huzûrunda olmaktır. Eshâb-ı kirâm zamânında buna ‘ihsân’ denilmişti. Bu yolda ilerleme esnâsında; nefsin arzularını yok etmek, nûrlara ve hâllere gömülmek, fenâ ve bekâ makamlarına ulaşmak, üstün ahlâk ile ahlâklanmak gibi on makam ele geçer.”

VİLAYET DERECESİNE ULAŞMAK...
“İslâm dîninin hükümlerini yapmak, yâni emirleri yapıp yasaklardan sakınmak, haramları, şüpheli şeyleri, hattâ mübahların fazlasını terk etmek, ruhsatlardan uzak durmak, mübahları zarûret mikdârınca kullanmak, tamâmen nûr ve safâdır. Aynı zamanda evliyâlık derecelerine kavuşturan bir vâsıtadır. Vilâyet derecelerine bunlarla ulaşılır. Uzak kalanların hepsi, bunlara dikkat etmediklerinden uzak kalırlar ve kendi arzularına uyarlar. Yoksa cenâb-ı Hakk’ın feyzi her ân gelmektedir.”
Aziz Nesefî hazretleri vefat etmesine yakın buyurdu ki: 
“Lâ ilâhe illallah kelimesini söylemenin hakîkati, Allahü teâlâdan başka ne varsa hepsini yok bilmektir.”

Toplam Görüntülenme: 1497

Yayın tarihi: Pazartesi, 27 Eylül 2010