Bu sayfayı yazdır

Şehzâde eğitimcisi Atâî Efendi

Atâî Ahmed Efendi, Sultan İkinci Selîm Hanın hocasıdır. İzmir’e bağlı Ödemiş kazâsının Birgi kasabasındandır. 1571 (H.979) senesinde İstanbul’da vefât etti. Kabri, Şeyh Ebü’l-Vefâ Câmiinin bahçesindedir...

İKİNCİ SELİM HANIN HOCASI
Büyük âlim Ebüssüûd Efendi ile İstanbul kâdısı Sâdi Efendiden ilim tahsîl edip, yüksek ilmî derecelere ulaştı. 1550 (H.957) senesinde Manisa sancağında şehzâde olarak bulunan Sultan İkinci Selîm Hanın hocası ve terbiye edicisi Akşemseddîn evlâdından olan Şemsî Çelebi vefât edince, onun yerine Şehzâde hocalığı ile vazîfelendirildi. İlim ve edeb yönünden Şehzâdenin iyi yetişmesine çalıştı ve bu hususta büyük hizmetleri oldu.
1566 (H.974) senesi Rebî’ul-evvel ayında Sultan İkinci Selîm Han tahta geçip pâdişâh olunca, büyük bir câmide halka vaaz ve nasîhat etmesi için vazîfelendirdi. Vaaz ve nasîhatleri insanlar üzerinde çok tesirli idi. Çok sevilip sayıldı.
Atâî Ahmed Efendi buyurdu ki: “Namaz müminin mîrâcıdır” buyurulan hadîs-i şerîfte, hakîkî namazın derecelerine işâret vardır. Namaza duran kimsenin, iftitâh tekbîrini söylerken, Allahü teâlânın azametini, yüceliğini düşünerek, hudû’ ve huşû’ hâlinde olması gerekir. Öyle ki, bu hâlini istigrâk, kendinden geçme hâline eriştirmelidir. Bu sıfatın kemâl derecesi, Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellemde vardı. Rivâyet edilmiştir ki, Resûlullah efendimiz namazda iken, mübârek göğsünden öyle bir ses gelirdi ki, bu ses, Medîne-i münevverenin dışından işitilirdi. Namazda kalp huzûru nasıl elde edilir? diye sorulunca da; “Helâl lokma yemek ve yerken gaflet içinde olmamak, abdest alırken, iftitâh tekbirini söylerken, tam bir âgâhlık, gafletten uzak olma, uyanıklık içinde bulunmakla” buyurdu.

HAKİKİ ORUCA İŞARET!..
Yine buyurdu ki: “Oruç bana mahsustur. Onun karşılığını ben veririm” buyrulan kudsî hadîste, hakîkî oruca işâret vardır. Bu ise, mâsivâyı, Allahü teâlâdan başka her şeyi terk etmektir.” 
Yine buyurdu ki: “Allahü teâlânın doksan dokuz ismi vardır. Kim onları sayarsa, Cennet’e girer” buyurulan bu hadîs-i şerîfteki “Ahsa” kelimesinin bir mânâsı, saymaktır. Diğer bir mânâsı ise, bu ism-i şerîfleri öğrenip, bilmektir. Bir mânâsı da, bu esmâ-i şerîfenin mûcibince amel etmektir.” 
Atâî Ahmed Efendi, vefat etmesine yakın buyurdu ki: 
“Kâmil olan Allah yolcusu ile sohbet etmek, Kur’ân-ı kerîm okuyan ile sohbet etmekten daha sevimlidir.”

Toplam Görüntülenme: 1408

Yayın tarihi: Perşembe, 30 Eylül 2010