Bu sayfayı yazdır

En sevmediğim kimse!..

Alâ bin Ziyâd hazretleri, Basra velîlerindendir. Doğum târihi bilinmemektedir. Tâbiîn devrinin önde gelen fazîletli zâtlarından biri idi. 712 (H.94) senesinde Basra’da vefât etti. Devamlı ibâdetle meşgûl olur ve Allahü teâlânın korkusundan çok ağlardı. Talebelerinden meşhûr hadîs-i şerîf ve tefsîr âlimi Katâde’nin bildirdiğine göre çok ağlamaktan gözlerine perde inmişti...
Alâ bin Ziyâd hazretleri önceleri zengin idi. Sonradan bütün servetini Allah yolunda fakirlere dağıttı, kölelerini âzâd etti. Günde az bir gıdâ ile yetindi. Kıymetli nasihatleri vardır. Buyurdu ki:

NEFSİ TEDAVİNİN BEŞ YOLU!
“Nefsin hastalıklarını tedâvî eden şeylerin aslı beştir: 1) Az yemek, mîdeyi fazla doldurmamak, 2) Başa gelen işlerden Allahü teâlâya sığınmak, 3) Fitne yerlerinden kaçmak, 4) Devâmlı istiğfâr ve Resûlullah efendimize salat ve selâm okumak, 5) Allahü teâlânın emirlerini yerine getirmeye, rızâsını kazanmaya çağıran kimse ile berâber olmak.”
“Çok gülmek, heybeti; çok şaka, vakar ve şahsiyeti giderir. İnsan ne ile beraberse, onunla bilinir. Meselâ bir kimse çok güler ve şaka yaparsa, hafîf olarak bilinir.”
“Bizim bulunduğumuz yerde kadınlardan, yiyecek ve içeceklerden konuşmayınız. Çünkü, en sevmediğimiz kimse, avret yerlerinden ve yiyip içtiğinden bahsedenlerdir.”
“Bir kimse bana düşmanlık etse, ben ona şu üç halden biriyle karşılık veririm. Bu kimse benden yaşlı ise ona saygı duyar, karşılık vermem. Benden küçük ise onun için kötü muâmele yapmaya tenezzül etmem. Akranım ise ona af ve iyilikle muâmele ederim.”

ŞEREFLİ VE ASİL KİMSE...
“Şerefli ve asil kimse, sözünde durur. Akıllı olan, yalan söylemez. Mümin olan, gıybet etmez.”
“Bir söze sabretmeyen çok söz işitir.”
“Mürüvvet; güzel dostluk, doğru konuşmak, her yerde ve her an Allahü teâlâyı hatırlamaktır.”
“Nice kınanan kimse vardır ki, günahsızdır.”
“Edebin başı akıllıca hareket etmektir. Yapılmayan, yerine getirilmeyen sözde hayır yoktur. Cömertlik olmayınca malın, vefâ olmayınca arkadaşın hayrı yoktur.”
Alâ bin Ziyâd hazretlerinin sık sık söylediği sözlerinden biri: “Herkes, kendinin ölmek üzere olduğunu ve bu sırada Rabbinden günâhlarının af ve mağfiret edilmesini istediğini, Rabbinin de affettiğini düşünmeli, sonra ibâdet ve tâattan geri durmamalıdır.” Nitekim vefat edeceği zaman da bunları söyleyip son nefesini verdi.

Toplam Görüntülenme: 856

Yayın tarihi: Pazar, 07 Kasım 2010