Bu sayfayı yazdır

İnsanı şerefli kılan!..

Abdurrahmân Buceyremî Osmanlı Devletinin son asrında Filistin’de yaşamış olan evliyânın büyüklerindendir. Mısır’ın Buceyrem köyünde doğdu. Sonraları Hayfa’nın Tantura köyüne yerleşti ve burada insanlara doğru yolu anlattı. Hayfa bölgesinde büyüklüğü ve kerâmetleri ile meşhûr oldu. 1850 yılından sonra vefât etti. Kabri Tantûra köyündedir...

HUMMADAN ESER KALMADI!
Yûsuf Nebhânî’nin babası İsmâil Nebhânî humma (sıtma) hastalığına yakalandı. Tantûra’ya, Abdurrahmân Buceyremî’den hastalıktan kurtulmak için duâ istemeye gitti. Huzûruna girip elini öptü ve durumunu arz etti. Abdurrahmân Buceyremî; “Sen odanın kapısından içeri girerken, o hastalık da senden geçti. Seninle beraber odaya girmedi” buyurdu. Gerçekten onda hummadan hiçbir eser kalmamıştı. Elini öpüp huzûrundan sevinçle ayrıldı.
Bu mübarek zat, sohbetlerinde buyurdu ki:
“Bu dört şeyi, her şerefli kimsenin yapması gerekir. Yapmaması ona yakışmaz: 1. Bulunduğu meclise babası gelirse ayağa kalkmak. 2. Misâfire hizmet etmek. 3. Yüz tane hizmetçisi olsa, muhtaç olmadığı zaman bineğine yardım istemeden binmek. 4. İlim öğrendiği hocasına hizmet etmek.”
“Üç şey vardır ki, Müslümanları çok azîz, şerefli eder: 1. Kendisine zulmedeni affetmek. 2. Kendisine bir şey vermeyene iyilikte bulunmak. 3. Kendisini aramayanları, arayıp hâllerini sormak.”

“ÂLİMLER ÜÇ KISIMDIR”
“Âlimler üç kısımdır: Bir kısmı, ilmi ile amel eder, insanlar da onun ilmiyle amel ederler. Diğer bir kısmı, ilmi ile amel eder, fakat insanlar onun ilmiyle amel etmez. Başka bir kısmı da ilmiyle kendisi amel etmediği gibi insanlar da amel etmez.“
“Kalbinde Allah korkusu çok az olan, dünyâ sevgisi bulunan, haramlardan sakınmayan, âlim olduğunu söylerse şaşılır.”
“Tövbe eden insan, dünyâda ne zaman günâhlarını hatırlasa, o günâhlar, gözünün önüne geldikçe, çok pişmanlık duyar ve onu niçin yaptım diye üzülür.”
“İnsanın, bir günâhı terk etmek için gayret göstermesi, iyilik ve hayır yapmaktan daha fâidelidir.”
Abdurrahmân Buceyremî hazretleri vefatına yakın buyurdu ki:
“Müstehabları yapmakta gevşek davranan, sünnetleri yapamaz. Sünnetleri yapmakta gevşek davranmak, farzların yapılmasını zorlaştırır. Farzlarda gevşek davranan da mârifete, Allahü teâlânın rızâsına kavuşamaz.”

Toplam Görüntülenme: 1157

Yayın tarihi: Çarşamba, 19 Ocak 2011