Bu sayfayı yazdır

Onu, iple buraya çektik!..

Sûfî İlahyâr (Allahyâr) hazretleri Özbek Türklerinden olup, Buhârâlıdır. 1633 (H.1043) senesinde Kette Kurgan’da doğmuştur. 1723 (H.1135) yılında Rahşvâr adlı köyde vefât etti. Allahü teâlânın yolunu anlatan güzel şiirleri ile meşhûr oldu. Bir ara Buhârâ Hânlığı’nda tamgacı yâni gümrük idâresi reîsliğinde bulundu...

SOKAKTAN DERGÂHA...
Sûfî İlahyâr, Nakşibendiyye halîfelerinden Habîbul-lah-ı Buhârî hazretlerinin talebesidir. Bu zata talebe olması şöyle anlatılır:
Sûfî İlahyâr gençliğinde, Buhârâ’da kabadayılığı ile çok meşhûr olmuştu. O, sokaklarda dolaşırken sokakta oynayan çocuklar korkarak dağılıyorlardı... Bir gün Habîbullâh-ı Buhârî hazretlerinin bir talebesini dövmüştü. Talebe dergâha geldi ve hocasına olanları anlattı. Habîbullâh-ı Buhârî hazretleri, ayağa kalktı ve eliyle bir ipi çeker gibi hareketler yaptı. Sonra talebesine; “Onu, boynuna ip takıp buraya çektik, şimdi gelir” buyurdu. O sırada Sûfî İlahyâr arkadaşlarıyla birlikte oturmakta idi. Birden ayağa kalktı ve boğulur gibi sesler çıkararak Habîbullah-ı Buhârî hazretlerinin dergahına doğru koşmaya başladı. Kapıyı çaldı. Habîbullâh-ı Buhârî hazretlerini görmek istediğini söyledi. Huzura kabul edilince bütün günâhlarına tövbe etti. Ancak Habîbullâh-ı Buhârî hazretleri, dövülen talebeyi çağırdı ve ondan helallik istemesini söyledi. O talebe de, bir şartla hakkını helal edeceğini söyledi; Sûfî İlahyâr hemen o günden itibaren sokakta ciğer satacak, bunu yaparken kafasına da işkembe saracaktır. Sûfî İlahyâr şartı kabul etti ve “Hemen şimdi başlıyorum” dedi. Tam kapıdan çıkarken o talebe: “Bütün haklarımı helal ettim, imtihanı kazandın” dedi. Habîbullâh-ı Buhârî hazretleri onu dergâha kabul etti ve on iki yıl burada kalarak tasavvufta yüksek derecelere ulaştı... 
Yaşadığı bölgenin dil ve lehçesiyle İslâm îtikâd bilgilerini yayan Sûfî İlahyâr, halk arasında pek çok tutulmuş ve şiirleri dilden dile dolaşmıştır. Şu şiirini vefat etmeden kısa bir zaman önce söylemiştir:

Hâcetim oldur Hudâyâ pâ işim baş 
eyleseng
Munda tevfik anda îmânımnı yoldaş 
eyleseng

Elgime birseng asâ-yı himmet ağzımga 
senâ’
Könglüme ışk âteşin salsang közüm 
yaş eyleseng

Yani, Allahü teâlâdan dileğim odur ki, ayaktaki işimi başa çıkarıp, bu dünyâda tevfîk, âhirette de imânımı yoldaş eylesin. Elime himmet asâsını, ağzıma da övgüsünü versin; gönlüme aşk ateşini salsın ve gözümü yaş eylesin, demektir...

Toplam Görüntülenme: 1005

Yayın tarihi: Salı, 15 Mart 2011