Bu sayfayı yazdır

Ahmed Kuddûsî hazretleri

Ahmed Kuddûsî, 1769 (H.1183) senesinde Niğde’nin Bor kazâsında doğdu. Küçük yaşta babasından ders almaya başladı. Ahrâriyye yolunun edebini babasından öğrendi. Tasavvufi şiirler yazdı. Bunları Divan’ında topladı... 

1786 senesinde babası vefât edince, ilâhî bir işâret üzerine Turhal’a giden bu mübarek zat, daha sonra hac farîzasını yerine getirmek için Mekke-i mükerremeye gitti. 1807 ve 1810 senelerinde Osmanlı-Rus savaşlarına katıldı. Kuddûsî hazretlerini tanıyan biri; “Zamânımızın büyük velîsi Ahmed Kuddûsî’dir” deyince, kendisi İstanbul’a dâvet edildi. İstanbul’da birkaç defa Padişahın huzuruna davet edildi. Bir gün sultan, huzûrunda bulunanlara; “Şu avucumda gizlediğim şeyi tahmin etmenizi istiyorum” dedi. Herkes bir şey söylediyse de kimse bilemedi. Bir köşede oturan Ahmed Kuddûsî’ye; “Siz de bir tahminde bulunun” dediler. Ahmed Kuddûsî de; “Yedi iklim ve yedi deryâyı gezdim. Bir balığı, yavrusunu arar gördüm” dedi. Meğerse pâdişâhın avucunda küçük bir balık varmış. 
Bunun üzerine Ahmed Kuddûsî’ye tâzim ve ikrâmda bulunularak, sarayda kalması teklif edildi. Fakat o; “Ben âciz bir kulum, burada kalsam dünyâ imtihânından berât edemem” buyurdu ve kalmayı kabûl etmedi. Bir süre İstanbul’da kalan Ahmed Kuddûsî, Bor’a döndü. 1849 (H. 1265) senesinde Bor’da vefât etti. Vasiyeti üzerine Eski Mezarlık’a defnedildi. Ahmed Kuddûsî hazretlerinin vasiyetnâmesi şöyledir: 

“BENİM İÇİN AĞLAMAYIN!” 
“Ey evlâdım, eşim, akrabâ-i taallukatım! Size vasiyet ederim ki: Allahü teâlâya ve Resûlüne sallallahü aleyhi ve sellem itâat edesiniz, benim için ağlamayasınız. Gece vefât edersem, gasl edip sabah namazının akabinde birkaç komşu ile cenâze namazımı kılıp, Eski Mezâr’da uygun bir yere defnedin. Halka zahmet olmasın... 
Beni medhetmeyin. Zîrâ kabirde bu söylenilen sıfatlar sende var mıydı diye melekler sorarlar. Hemen duâ ve istigfâr edin. Kur’ân-ı kerîm ve tevhîd okuyup, rûhuma hediye edersiniz. Kitaplarımı okuyup, nasîhat alasınız. İnşâallah bana ve size faydalı olur. Beni seven talebelerim; evlâdıma nasîhat, hüsn-i nazar ve terbiye etsinler. Nasîhatte esrâr ve çok faydalar vardır. Zikr ederken Allahü teâlânın emrine yapışmak niyeti ile etmelidir...” 

Toplam Görüntülenme: 1609

Yayın tarihi: Perşembe, 21 Temmuz 2011