Bu sayfayı yazdır

Nasûhî Üsküdârî

Nasûhî Üsküdârî hazretlerinin babası Sipâhî Seyyid Nasûh Beydir. İsmi “Muhammed”, babasının ismine nisbetle “Nasûhî” Üsküdar’da doğup yaşadığı için “Üsküdârî” nisbeleriyle meşhûr olmuştur. Doğum târihi bilinmemektedir. Ancak 1647 (H.1057), 1648 (H.1058) senelerinde İstanbul’da, Üsküdar’da doğduğu tahmin ediliyor. 1718 (H.1130) senesinde İstanbul’da vefât etti. Kabri Üsküdar-Doğancılar’da Nasûhî Dergâhı bahçesindedir. Sevenleri tarafından ziyâret edilmektedir...

“İnşallah oruçlu giderim!”
Muhammed Nasûhî hazretlerinin talebelerinden Şâmî Ahmed Efendi, vefât edeceği gün hocasını ziyâret etti. Mahammed Nasûhî Efendinin hastalığı iyice artmıştı. Şâmî Ahmed Efendi ona;
-Efendim biraz oruca ara verip ilaç kullanırsanız rahatsızlığınız iyileşebilir, deyince, Nasûhî Efendi;
-Oğlum! Cenâb-ı Hakk’ın inâyetiyle otuz senedir farzları değil nâfileleri dahi noksan yapmadım. İnşallah bu gece dergâh-ı izzete, oruçlu giderim, buyurdu.
Mahammed Nasûhî hazretleri vefât ettikleri günün ikindi namazından sonra hizmetinde olan dervişlere;
-Bu gece Cüneyd-i Bağdâdî, Abdülkâdir-i Geylânî, Molla Hünkâr Celâleddin, Mârûf-i Kerhî, Seyyid Yahyâ Şirvânî, Sultan Şâbân-ı Velî ve hocam Ali Atvel hazretleri teşrif buyuracaklardır. Onlara hizmette kusur etmeyin!

Üçüncü lokmayı yerken...
İftar vaktinde Derviş İbrâhim, Nasûhî hazretlerinin yanından odanın kapısına varıp iki lokma ekmek yedi. Üçüncü lokmayı yerken Nasûhî hazretleri bir defâ; “Allah” dedi. Derviş İbrâhim ekmeği bırakıp içeri girerken tekrar; “Allah” dedi ve rûhunu teslim etti...
Nasûhî Efendinin, Ali Alâeddîn Efendi, Fadlullah Efendi ve Fahreddîn Muhammed Efendi isimli üç oğlu vardı. Fadlullah Efendinin kızının oğlu İbrâhim Efendinin neslinden “Nasûhîzâdeler” diye ulemâdan bir âile devâm etmiştir. Nasûhî Efendinin tasavvufta tâkib ettiği yola kendisinden sonra gelen talebeleri ve sevenleri tarafından Nasûhiyye adı verildi...

Toplam Görüntülenme: 2624

Yayın tarihi: Pazartesi, 29 Mayıs 2006