Bu sayfayı yazdır

Hacı Şerîf Zendenî

Hacı Şerîf Zendenî hazretleri, Afganistan evliyasındandır. 1215 (H. 612) senesinde, Çeşt şehrinde yüz yirmi yaşında vefât etti. Keşif ve kerâmetler sâhibi bir mürşid idi. Hâce Mevdûd Çeştî hazretlerinin talebesi ve halîfesidir... 
Hacı Şerîf Zendenî, vefatına yakın bir sohbetinde buyurdu ki: 

“İyilik yapana teşekkür edileceğini, herkes bilir. Bu, insanlık îcâbıdır. İyilik edenlere hürmet edilir. Ni’met sâhipleri, büyük bilinir. O hâlde, her ni’metin hakîkî sâhibi olan Allahü teâlâya şükretmek, insanlık îcâbıdır. Aklın lüzûm gösterdiği bir vazîfe, bir borçtur. Fakat, Allahü teâlâ, her ayıp ve kusûrdan uzak, insanlar ise, ayıp kirlerine ve noksanlık lekelerine bulaşmış olduğundan, Onunla hiç münâsebetleri, alâkaları yoktur. Onu nasıl büyük bileceklerini, nasıl şükredeceklerini anlayamazlar. Ona karşı söylenmesini güzel sandıkları şeyler, Ona çirkin gelebilir... Ona hürmet ve şükür şekilleri, yine Ondan bildirilmedikçe, Ona lâyık olacağına güvenilemez ve Onun kabûl edeceği bir ibâdet olamaz. Çünkü, insanların hamd etmeleri, Ona belki hakâret olur. İşte, Onun tarafından bildirilen, ta’zîm, hürmet ve şükür şekli, Peygamberlerin (aleyhimüssalevâtü vetteslîmât) bildirdikleri dinlerdir. Ona kalb ile yapılacak hürmetler, dinde bildirilmiş, dil ile yapılacak şükürler, orada gösterilmiştir. Her uzvun yapacağı işleri, açık ve geniş olarak, beyân buyurmuşlardır. O hâlde, Allahü teâlâya inanmak ile ve kalbin ve bedenin yapması ile şükretmek, ancak dîne uymakla olur... 

İ’TİKÂD VE AMEL... 
Allahü teâlânın bildirdiği her din, iki kısımdır: İ’tikâd ve amel. Ya’nî îmân ve ahkâm. Bunlardan i’tikâd, her dinde aynıdır. İ’tikâd, dînin aslı ve temelidir. Din ağacının gövdesidir. Amel ise, ağacın dalları, yaprakları gibidir. Eski dinlerde bildirilmiş olan i’tikâdlar zamânla bozulmuştur. Şimdi doğru i’tikâd, yalnız İslâm dîninin bildirdiği i’tikâddır. Bu doğru İ’tikâdı olmayan, Cehennemden kurtulamaz. Kıyâmette azâbdan kurtulmasına imkân yoktur. Ameli olmayanların kurtulması umulur. Bunların işi, Allahü teâlânın irâdesine kalmış olup, isterse afv eder, isterse, günâhları kadar azâb ederek, sonra Cehennemden çıkarır. Cehennemde ebedî kalmak, İslâm dîninin bildirdiği doğru i’tikâdı olmayanlar, ya’nî, Muhammed aleyhisselâmın bildirdiği İslâm dîninden olan şeylere inanmayanlar içindir...” 

Toplam Görüntülenme: 1091

Yayın tarihi: Çarşamba, 05 Ekim 2011