Bu sayfayı yazdır

Mahmûd Hulvî Efendi

Mahmûd Hulvî Efendi, Sünbülî ve Gülşenî tarîkatlarında yetişmiş ve rehberlik yapmış, talebe yetiştirmiş bir zattır... Babası Saray Helvacıbaşısı idi. On dört yaşında babası ile birlikte hacca gitti. Hac dönüşü esnasında Kocamustafapaşa Dergâhı Şeyhi Hasan Zarîfî Efendi ile birlikte yolculuk yaptı. Yolda onun sohbetlerinden istifâde etti. Böylece tasavvufta ilk sohbetleri dinleyip bu yolun kıymetini anlayıp, lezzetini tattı.

İnsanlara rehberlik yaptı...
Cemâleddin Mahmûd Hulvî Efendi, Şeyh Zarîfî’nin sohbetlerine devâm edip tasavvufta yetişti. 1619 senesinde ikinci defâ hacca gitti. Bu hac seferinde hocası Hasan Zarîfî’nin emriyle Kahire’ye uğrayıp orada bulunan Gülşenî tarîkatı şeyhi Necmeddîn Hasan Efendinin sohbetlerinde bulunup, ondan istifâde etti. Gülşenî yolunda îcazet alıp İstanbul’a döndü. Hocası Hasan Zarîfî Efendi de ona tasavvufta talebeleri yetiştirmek için icâzet verdi.
Mahmûd Hulvî Efendi, bir müddet Dâvûdpaşa Câmii’nde cumâ günleri, haftanın diğer günleri de Sultanahmet, Şehzâde ve Sultan Mehmed Han (Fâtih) Câmii’nde vâizlik vazîfesi yaparak halkı irşâd edip doğru yolu gösterdi. Sonra da hocasının emri üzerine rehberlik yaptı. Kendi adı ile anılan Şehremini’ndeki Şirvânî Tekkesinde diğer meşhûr ismiyle Hulviyye Tekkesinde insanlara rehberlik yaptı, tasavvufta talebe yetiştirdi.

“Tevazu ilmin süsüdür”
Evliyânın meşhurlarından olan âlimlerden naklederek buyurdu ki:
“Dünyâda oruç tut. Ölüm geldiğinde bayram sevinci içinde ol. Dilini tut, koru. Lüzumsuz şeylerden sakın. Dünyâya meyletme. Ahirete götüreceğin şeyler ölçüsünde dünyâ ile ilgilen.”
Vefatından önce talebelerine şöyle buyurdu:
“En faydalı şey, ilim öğrenmektir. Tevazu ilmin süsüdür. Allah rızası için ilim öğrenmek, ilmin ruhudur, canıdır. Aksi halde o bir ceset gibi olur. İlimde tevazuun şiarı şudur ki; ilmi az görmektir. Allah rızasının şiarı ise, mü’minlerin onu sevmeleridir...”

Toplam Görüntülenme: 1913

Yayın tarihi: Cumartesi, 03 Haziran 2006