Bu sayfayı yazdır

Molla Marûf Nûdihî

Molla Ma’rûf hazretleri, Kuzey Irak velîlerindendir. 1761 (H.1175) târihinde Süleymâniye’ye bağlı Nûdî köyünde doğdu. Seyyid olup, soyu hazret-i Hüseyin’e ulaşır. Kâdiriyye yolu üzerineydi. Süleymâniye’de Câmiü’l-Kebîr’de ders okuttu. Çok talebesi oldu. 1838 (H.1254) târihinde Süleymâniye’de vefât etti. Sivan Kabristanına defnedildi. Vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki: 

Bütün sebeblere kuvvet, te’sîr veren Allahü teâlâdır. İnsanlara fazla olarak akıl ve irâde de vermiştir. Sebeblere, vâsıtalara yaratıcı demek doğru olamaz. Böyle olduğu (Kelime-i temcîd) ya’nî (Lâ havle velâ kuvvete illâ billah) diyerek çok güzel anlatılmakdadır. Allahü teâlânın sıfatlarını gösteren, Âlim (bilici), Semî’ (işitici), Basîr (gören), Kâdir (gücü yetici, kudretli), Mürîd (dileyici) ve Mütekellim (söyleyici) ve bunlar gibi isimleri, ma’nâları ve şartları düşünerek, insanlar için kullanılabilir. (Rahmân), (Kuddûs), (Müheymin) ve (Hâlık) gibi yalnız Allahü teâlâya mahsûs olan isimleri insanlara isim yapmak harâmdır. İmâm-ı Nevevî “rahmetullahi teâlâ aleyh” bunu (Müslim) şerhinde bildirmekdedir. (Azîz) gibi sıfatları olan isimleri, mecâz ma’nâları ile insanlar için de kullanmak câiz ise de, edebe yakışmaz. 
Allahü teâlânın ismini söyleyince, işitince, yazınca, (Sübhânallah), (Tebârekallah), (Celle-celâlüh), (Azze-ismüh), (Cellet kudretüh) veyâ (Teâlâ) gibi saygı sözlerinden birini söylemek, yazmak birincisinde vâcib, tekrârında ise müstehabdır. Resûlullahın ismini işitince salevât söylemek de böyledir. Akaid ve Fıkıh kitablarında buyuruluyor ki: (Allahü teâlânın ismini işitince ve söyleyince, “celle celâlüh” veyâ “teâlâ” yâhud “tebâreke”, “sübhânallah” diyerek saygı göstermek vâcibdir. Tekrâr edince de, yalnız söylemeyip, teâlâ da demek müstehabdır. Ya’nî, Allahü teâlânın isminden sonra, ta’zîm, saygı gösteren bir kelime de söylemelidir. Bunun gibi, yalnız (Kur’ân) dememeli, dâimâ (Kur’ân-ı kerîm) demelidir. Görülüyor ki, (Allah buyurdu ki...) veyâ (Allah teâlâ buyurdu ki...) demek ve yazmak yanlıştır. (Allahü teâlâ buyurdu ki...) demek lâzımdır... 

SAYGISIZLIK ETMEMELİ 
İslâmiyyette kavmiyyet, ırkçılık yoktur. Her milletin, her dil sâhiblerinin böyle Arabî söylemeleri lâzımdır. Tercümesini söylüyorum diyerek saygısızlık yapmamalıdır. Eshâb-ı kirâmın ismine (radıyallahü anh), başka âlimlere (rahmetullahi aleyh) demek [ve yazmak] müstehabdır. 

Toplam Görüntülenme: 749

Yayın tarihi: Perşembe, 09 Şubat 2012