Bu sayfayı yazdır

Şeyh Sinân Efendi

Şeyh Sinân Efendi, Manisa evliyâsındandır. 1450 yılında vefât etmiş olup, hayâtı hakkında fazla bilgi yoktur. Türbesi Manisa’nın Alaşehir ilçesinde kendi adıyla anılan câminin yanındadır. 

Şeyh Sinân Efendi, vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki: 

Her sabâh şöyle niyyet etmelidir ki: Kendisinin ve evlâd ve âilesinin rızkını kazanmak, onları kimseye muhtaç bırakmamak, Allahü teâlâya râhat ve temiz ibâdet edebilmek, âhiret yolunda yürüyebilmek için, işime gidiyorum demelidir. O gün Müslümânlara iyilik, yardım ve nasîhat, emr-i ma’rûf, nehy-i münker yapmayı, kalbinden geçirmelidir. Namâzda kusûr edenlere, günâh işleyenlere, 

emr-i ma’rûf yapmalı, onlara göz yummamalıdır. Böyle niyyet edenin her işi, ibâdet olur. 

En az, binlerle insan çalışmayacak olursa, kendisinin bir gün bile yaşayamayacağını düşünmelidir. Meselâ, çiftçi, fırıncı, dokumacı, demirci, iplikçi ve dahâ nice sanatkârlar, hep onun için çalışıyor. O hepsine muhtaçtır. Herkes onun için çalışıp, ona hâzırlayıp da, onun boş oturması, kimseye faydalı olmaması doğru olur mu? Bu dünyâda herkes yolcudur. Geldik gidiyoruz. Yolcuların birbirlerine yardım etmesi, el ele vermeleri, kardeş gibi olmaları lâzımdır. Her Müslümân böyle düşünmelidir. Vazîfesine başlarken, “Müslümân kardeşlerime yardım etmek, onları râhat ettirmek için çalışacağım. Din kardeşlerim benim işimi gördükleri gibi, ben de, onlara hizmet edeceğim” demelidir. 

Her Müslümân iyi bilsin ki, bütün sanatlar, farz-ı kifâyedir. Bunu düşünerek, bir sanata yapışmak, ibâdet etmek olur. İster kitaplı kâfirler keşfetsin, ister kitapsız kâfirler bulsun, her sanatı öğrenmek ve hele, harb vâsıtalarını en modern, en ileri şekilde yapmaya çalışmak farzdır. Bu vâsıtaları yapabilmek için, gerekli ilimleri, dersleri mekteplerde, bu niyyet ile okutmak ve okumak hep ibâdet olur... 

İNSANLARA FAYDALI OLMALI 

O hâlde, her Müslümân, farz olduğunu düşünerek, vazîfesini yapmalıdır. İş görürken niyyetin doğru olmasına alâmet, insanlara faydalı olan bir meslek, bir sanat seçmektir. Yani, öyle bir iş görmeli ki, eğer o iş olmasa, Müslümânlar sıkıntı çekerdi. O hâlde, keyif, oyun ve benzerlerine, sanat dense de ve harâm işleyenlere sanatkâr ismi verilse de, bunları yapmak ibâdet olmaz. Hattâ, harâm olmayan, mubâh olan, fakat insanlara lüzûmlu olmayan sanatlerı seçmemelidir... 

Toplam Görüntülenme: 867

Yayın tarihi: Salı, 31 Temmuz 2012