Bu sayfayı yazdır

Seyyid Ahmed Şevki

Seyyid Ahmed Şevki Nakşibendî, evliyânın büyüklerinden Mehmed Emin Tokadî hazretlerinin halîfesidir. 1785’te İstanbul’da vefât etti. Unkapanı’nda Zeyrek yokuşunda hocası Mehmed Emin Tokâdî’nin yanına defnedildi. 

Bu mübarek zat, sohbetlerinde buyurdu ki: 

Bu mübarek zat, sohbetlerinde buyurdu ki: 

“Haramlardan kaçınmak, iki türlüdür: Birinci kısmı, yalnız Allahü teâlânın haklarına dokunan günahlardan kaçınmaktır. İkinci kısmı, insanların, mahlûkların hakları da bulunan günahlardan kaçınmaktır. İkinci kısmı, daha mühimdir. Allahü teâlâ, hiçbir şeye muhtaç değildir ve çok merhametlidir. Kullar ise, pekçok şeye muhtaç oldukları gibi, hasîs ve alçaktır. Resûlullah buyurdu ki: (Üzerinde kul hakkı olan, mahlûkların malına, ırzına dokunan, ölmeden önce helâlleşsin, ödesin! Zîrâ o gün altının, malın değeri olmaz. O gün, hak ödeninceye kadar, kendi sevaplarından alınacak, sevapları olmazsa, hak sahibinin günahları, buna yüklenecektir.)” 

“Gençlik zamanında, insanı üç din düşmanı olan, nefis, şeytan ve kötü insanlar aldatmaya uğraşmaktadır. Bunlar karşısında az bir ibâdet pek kıymetli olur. İhtiyârlıkta yapılan, bundan kat kat fazla ibâdetlerin bu kadar kıymeti olmaz. Düşman hücûm ettiği zaman, askerin ufak bir hareketi, çok kıymetli olur. Sulh zamanında yapılan büyük talimlerin, manevraların, bu kadar kıymeti olmaz.” 

“Müslümanların zerre kadar îmanı olanların hepsi sonunda hattâ, çok zaman Cehennemde kaldıktan sonra bile, merhamete kavuşacaktır. Fakat rahmete kavuşabilmek için, ölürken îman ile gitmek şarttır. Hâlbuki, günahları işlemekle kalb kararınca ve Allahü teâlânın emirlerine ve haramlarına önem verilmeyince, son nefeste îman nûru, sönmeden nasıl geçebilir?” 

Seyyid Ahmed Şevki hazretleri, vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki: 

SONSUZ SAADETE KAVUŞMAK... 

“Allahü teâlâ, insanların dünyada rahat, huzur içinde yaşamalarını, âhirette de sonsuz saadete kavuşmalarını istiyor. Bunun için, saadete sebep olan faydalı şeyleri emretti. Felakete sebep olan, zararlı şeyleri yasak etti. Dinli olsun, dinsiz olsun, inansın, inanmasın, herhangi bir kimse, bilerek veya bilmeyerek, Allahü teâlânın emirlerine ve yasaklarına uyduğu kadar, dünyada rahat ve huzur içinde yaşar. Faydalı ilâcı kullanan herkesin, dertten, sıkıntıdan kurtulması gibidir. Kur’an-ı kerime uyarak, âhirette sonsuz saadete kavuşabilmek için ise, buna, inanarak, uymak lâzımdır.” 

Toplam Görüntülenme: 975

Yayın tarihi: Perşembe, 02 Ağustos 2012