Bu sayfayı yazdır

Ömer Nesefî

Ömer Nesefî hazretleri, hadîs ve kelâm âlimlerinin büyüklerindendir. 461 (m. 1069)’de İran’ın Nesef kasabasında doğdu. “Mecma’ul-ulûm” kitabında Ehl-i sünnet ve cemâat mezhebini anlatırken buyuruyor ki: 

Allahü teâlânın bütün sıfatlarının ezelî ve ebedî olduğuna inanmalıdır. Nasıl olduğunu araştırmamalı, düşünmemelidir. İşleri Allahü teâlânın irâde ve takdîri ile bilmeli, kulluk vazîfelerinden el çekmemelidir. Resûlullahın (aleyhisselâm) Eshâbının (radıyallahü anhüm) hepsini sevmeli ve Ehl-i beytine dil uzatmamalıdır. Ne kadar iyi olunursa olunsun, Allahü teâlâdan korkmalı, ne kadar günahkâr olunursa olunsun, Allahü teâlâdan ümid kesmemelidir. Bunların yanı sıra şu on şeye inanmak, Ehl-i sünnet olmanın şartlarıdır: 1- Kur’ân-ı kerîmin Allahü teâlânın kelâmı olduğuna inanmalıdır. 2- Kendi imânında şüphe etmemelidir. 3- Resûlullahın (aleyhisselâm) Eshâbından hiçbirine dil uzatmamalı ve kötülememelidir. Peygamber efendimizden sonra Ebû Bekr-i Sıddîk’i (radıyallahü anh) hak halîfe bilmelidir. Ondan sonra Ömer-ül-Fârûk’u (radıyallahü anh), sonra Osmân-ı Zinnûreyn’i (radıyallahü anh), sonra Ali bin Ebî Tâlib’i (radıyallahü anh) sırası ile hak halîfe bilmelidir. Eshâb-ı Kirâmdan hiçbirine düşman olmamalı ve saygısızlıkta bulunmamalıdır. Çünkü onlara düşmanlık edenin îmânlarının gitme tehlikesi vardır. Nitekim Ebû Ali Dekkak (radıyallahü anh) buyurdu ki: “Her insanın üçyüzaltmış damarı vardır. Eğer üçyüzellidokuz damarı Peygamber efendimizin, Eshâb-ı kirâmına (radıyallahü anhüm) muhabbet, bir tanesi Peygamber efendimizin (aleyhisselâm) Eshâbından birine düşmanlık, sevgisizlik üzere bulunsa, ölüm zamanında emir gelir ve canını o bir damardan alırlar. Bunun bozukluğu sebebiyle dünyâdan imansız gider.” Allahü teâlâ bizi bundan korusun. O hâlde Eshâb-ı Kirâma düşman olmaktan çok sakınmak lâzımdır. 4- Mü’minlerin âhirette Allahü teâlâyı göreceklerine inanmalıdır. 

İSYAN ETMEMELİ!.. 

5- Devlet reîsine isyan etmemeli, onun veya tayin ettiği kimsenin arkasında Cum’a namazı kılmanın hak olduğunu bilmeli ve devlet başkanına duâ etmelidir. 6- Her Müslümanın arkasında namaz kılmalıdır. (Ancak Ehl-i sünnet i’tikâdında olmayan, haramlardan sakınmayan, reformcu, bozuk i’tikâdlı birisine namazda uymak doğru değildir.) 7- Müslümanın cenâze namazının kılınacağını hak bilmelidir. 8- Bir Müslümana günah işlemekle kâfir oldu dememelidir. 9- Mest üzerine meshin dinden olduğunu kabûl etmelidir. 10- İyilik ve kötülüğün, Allahü teâlânın takdîri ile olduğuna inanmalıdır. 

Toplam Görüntülenme: 1018

Yayın tarihi: Pazartesi, 08 Ekim 2012