Bu sayfayı yazdır

Abdülmelik bin Habîb

Abdülmelik bin Habîb rahmetullahi aleyh, fıkıh ve edebiyat âlimlerinden olup, 174 (m. 790) senesinde doğdu. Endülüs’te Kurtuba’ya (Cordoba) gitti. 238 (m. 852) yılında orada vefât etti.
Bu mübarek zat, vefatından kısa bir zaman önce talebelerine şu nasihatlerde bulundu:

Hasta kardeşlerinizi ziyaret ediniz. Peygamber Efendimiz “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” buna çok önem vermiştir. Bir hastanın üç hâli vardır: 1- Bir melek gelerek ağzının tadını alır.
2- Bir melek de kuvvetini alır. 3- Bir melek de gelip günahlarını alır. Hasta iyi olunca, ağzının tadını alan melek, yavaş yavaş geriye verir. Kuvvetini alan melek de, geriye verir. Günahlarını alan meleğe gelince, bu, Allahü teâlâya sorar. “Bu günahı ne yapayım?” Allahü teâlâ buyurur ki: (Benim rahmetim gazabıma sebkat etmiştir. Binâenaleyh, hasta kulumun günahını affeyledim!) Hastalık, derd, keder, günahları götürmez. Bu acılara sabretmek, günahları götürür.
Übeyyübni Ka’b diyor ki:
Peygamber Efendimizin yanında oturuyordum. Bir köylü geldi. Kardeşinin ağır hasta olduğunu söyledi. (Hastalığı nedir?) buyurunca, “cin çarpması” dedi. (Kardeşini buraya getir) buyurdu. Kardeşi geldi. Resûlullah, şu âyetleri okuyup, hastaya üfledi. Hemen iyi olup, kalktı: Fâtiha, Bekara sûresi başından dört âyet, (Ve ilâhüküm)den başlayarak, (Ya’kılûn)e kadar, iki 163 ve 164. âyetleri, Âyetel-kürsî, (Hâlidûn)e kadar, Bekara sûresi sonundaki (Lillahi)den başlayan üç âyet, (Âl-i İmrân) sûresinin (Şehidallahü) ile başlayan tek onsekizinci âyeti, (A’râf) sûresinin (İnne-Rabbeküm) ile başlayan tek ellidördüncü âyeti, (Müminûn) sûresinin (Fe-tealallahü) ile başlayan tek yüzonaltıncı âyeti, Cin sûresinin (Ve ennehu teâlâ) ile başlayan tek üçüncü âyeti, Sâffât sûresinin başından on âyet, Haşr sûresinin sonunda (Hüvallâhü) ile başlayan üç âyet, (İhlâs) ve (Mu’avvizeteyn) sûreleri...
Her insana elinden geldiği kadar iyilik et! Müslümanların ilim öğrenmelerine ve ibâdetlerine yardım et! En büyük yardım, onlara Ehl-i sünnet îtikatını, helâlleri, haramları, farzları öğretmek ve hâtırlatmaktır. Bunları Allah rızası için yap! Peygamber Efendimiz buyurdu ki: (Allahü teâlâya Cebrâîl aleyhisselâm gibi ibâdet etseniz, müminleri, Allah için sevmedikçe ve kâfirleri ve mürtedleri, Allah için kötü bilmedikçe, hiçbir ibâdetiniz, hayrat ve hasenâtınız kabûl olmaz!)

Toplam Görüntülenme: 1001

Yayın tarihi: Pazar, 11 Kasım 2012