Bu sayfayı yazdır

Celâleddîn Deşnâvî

Celâleddîn Deşnâvî hazretleri, fıkıh âlimidir. 615 (m. 1218) yılında Mısır’da Deşna’da doğdu. 697 (m. 1298) yılında Kûs’da vefât etti. Vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki:

Bütün Müslümanlar Eshâb-ı kiramı çok sevmeli ve hiçbirine dil uzatmamalıdır. Çünki Allahü teala onları Kur’ân-ı keriminde methetmiştir. A’raf ve Hicr sûrelerinde meâlen, (Biz azîmüşşân, onların kalblerindeki kin, hıyânet ve birbirlerine düşmanlık gibi şeyleri kökünden çıkarıp attık. Enfâl sûresinde, Cenâb-ı Hak, Resûl-i Ekremine meâlen buyuruyor ki: (Sana, Allahü teâlâ ve müminlerden sana tâbi olanlar kâfîdir) ki, o vakit, Sahâbe-i kiram pek az idi. Âyet-i kerimenin mânasına iyi dikkat edilirse, Sahâbe-i kiramın büyüklüğü ve derecelerinin yüksekliği anlaşılır. Her biri dîn-i islâmın yayılmasında, Server-i âleme kâfî oluyorlar. Allahü teâlâ, onların ismini, kendi isminin yanına getirerek buyuruyor ki: Hakîkatte ben sana yetişirim ve onlar benim kifâyetimin mazharı olur. Görünüşte onlar sana kifâyet eder. Başkasının yardımına lüzûm ve ihtiyaç kalmaz...
Fetih sûresinde, cenâb-ı Hak meâlen buyuruyor ki: (Ağaç altında sana bî’at eden, [yâni emirlerini kayıtsız şartsız yapmaya söz veren] müminlerden Allahü teâlâ râzıdır) ki, bunlar Sahâbe-i kiram idi (ve onlara Sekîne, [yâni tumânînet, kalblerine kuvvet] veriyor ve sana olan sevgilerini, sıdk ve ihlâsı biliyor ve onları yakın bir fetih ve zafer ile sevaplandıracağını müjdeliyor.) Hudeybiye anlaşmasında, Sidre yâhut Sümre ağacının altında yapılan söz vermeye işarettir.
Fetih sûresinin diğer âyet-i kerimesinde, (Sana bî’at edenler) yâni seninle gazâ ve cihâdda bulunup, dîn-i islâmın neşrinde, kullarıma nasihat vermekte ve doğru yolu göstermekte berâber olacaklarını ahd ve vaat edenler, (Allah celle şânühû ile mübâye’a, [yâni vaat] etmiş olurlar) buyurdu. Diğer âyet-i kerimede meâlen, (Onlar Allahü teâlâyı severler. Allahü teâlâ da onları sever) buyurdu. Görülüyor ki, Sahâbe-i kiramın hepsi Allahü teâlânın muhabbetine ve mahbûbiyyetine mazhar olmuştur. Tevbe sûresinde meâlen, (Mekke-i mükerreme ehâlîsinden olup, Muhâcirîn denilen Sahâbe-i kiram ile, Medîne-i münevvere ehâlîsi olan Ensârdan ve onlara iyilikte tâbi olanlardan, Allahü teâlâ râzıdır. Onlar da Allahü teâlâdan râzıdırlar) buyuruyor.

Toplam Görüntülenme: 934

Yayın tarihi: Cumartesi, 24 Kasım 2012