Bu sayfayı yazdır

Bursalı Esîrî Mehmed Efendi

Esîrî Mehmed Efendi, kırkıncı Osmanlı şeyhülislâmıdır. Bursa'da doğdu. 1092 (m. 1681) senesinde vefât etti. Pirinç Hanı civarında Hoca Sungur Mescidi bahçesinde defnedildi. Medrese talebelerine nasihat olarak buyurdu ki: 

Talebe, her ilimden en güzel bahisleri, bilhassa dînî konularda kendisine öncelikle gerekli olan bilgileri tercih etmeli, sonra gelecekte kendisi için lüzumlu olacakları öğrenmeye gayret etmelidir. Talebe ilim öğrenirken, ilm-i tevhîd, yani îmânla ilgili bilgileri öne almalıdır. Talebe, ilim öğrenirken en eski bilgilerden başlamalıdır. Büyük âlimlerin vefâtından sonra ortaya çıkan cedel ve hılâf ilmiyle meşgûl olmaktan sakınmalıdır. Çünkü bu ilimler, talebeyi fıkıh bilgisinden uzaklaştırır. 

Talebe, ilmî seviyesi yüksek olan bir hocayı seçmelidir. Seçeceği hoca, insanların Allahü teâlâdan en çok korkanı olmalıdır. Hoca, mevcût hocaların en yaşlısı olmalıdır. Talebe, hoca seçerken ilim adamları ile meşveret etmelidir. Hoca seçerken erbâbı ile meşverette bulunmak gerektiği gibi, talebenin her işini yaparken meşverette bulunması gerekir. Zîrâ Allahü teâlâ, Peygamberine (sallallahü aleyhi ve sellem) bütün işlerini yaparken Sahabe ile meşverette bulunmasını emretmiştir. Hâlbuki mü'minlerden hiçbiri, O'ndan daha akıllı değildir. 

Hoca seçimi konusunda iki ay düşün, meşverette bulun ki, sonradan o hocanı terk etmeye ihtiyâç duymayasın ve onun dersleri ile yetinesin. Böylece öğrendiğin ilim bereketli olur. Öğrendiğin bilgilerden pekçok insan faydalanır. İlim öğrenirken sabırlı olmalıdır. Biliniz ki, sabır ve sebat, bütün işlerin üzerine bina edildiği büyük bir temeldir. Fakat çok az bulunur. Sabrın fazileti hakkında İslâm âlimleri şöyle demişlerdir: "Şecaat, yani güçlülük bir an sabır edebilmektir." 

Talebenin bir hocanın derslerini sonuna kadar sabır ve sebat ile takip etmesi, bir kitabı sonuna kadar okurken sabır ve sebat göstermesi, ilim dallarından birini kuvvetli bir şekilde öğrenmeden, diğer bir ilim dalına geçmemesi, bir yerde ilim tahsilini tamamlamadan başka bir yere gitmemesi gerekir. Çünkü bir hocadan öğrenilecek bilgileri tamamlamadan başka bir hocaya gitmek, bir kitabı tamamlamadan başka bir kitaba geçmek, bir ilim dalını iyice öğrenmeden, başka bir ilme geçmek, bir yerde kalması gerekirken, başka bir beldeye gitmek, ilim öğrenenin gayesini dağıtır, kalbi meşgûl eder, vaktinin zayi olmasına sebep olur, hocayı üzer...

Toplam Görüntülenme: 960

Yayın tarihi: Cuma, 11 Ocak 2013