Bu sayfayı yazdır

Mazlumun âhı, indirir şâhı

Muhammed Rebhâmî hazretleri Hindistan’da yetişen fıkıh âlimlerindendir. Dokuzuncu asrın sonlarında vefât etti. En meşhur kitabı olan Rıyad-un-nâsihîn ismindeki eserini, 835 (m. 1432) senesinde yazdı. Bu eserinde buyuruyor ki:

Namaza devam, kalbin nurlanmasına ve saâdet-i ebediyyeye kavuşmaya vesiledir. Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) “Namaz nurdur” buyurdu. Allahın dostlarına, namazda neler oluyor, muratlarına, namazda, nasıl kavuşuyorlar biliyor musunuz?
Horasan vâlisi Abdullah bin Tâhir, çok âdil idi. Jandarmaları birkaç hırsız yakalamış, vâliye bildirmişlerdi. Hırsızlardan biri kaçtı. Hiratlı bir demirci, Nişâbûr’a gitmişti. Bir zaman sonra, evine dönüp gece giderken, bunu yakaladılar. Hırsızlarla beraber, vâliye çıkardılar. Vâli; “Hapse atın!” dedi. Demirci hapishanede abdest alıp namaz kıldı. Ellerini uzatıp; “Yâ Rabbî! Günâhım olmadığını, ancak sen biliyorsun. Beni bu zindandan, ancak sen kurtarırsın!” diye duâ etti. Vâli, o gece rüyâda dört kuvvetli kimse gelip, tahtını tersine çevirecekleri vakit uyandı. Hemen abdest alıp, iki rekat namaz kıldı. Tekrar uyudu. Tekrar, o dört kimsenin, tahtını yıkmak üzere olduğunu gördü ve uyandı. Kendisinde, bir mazlumun âhı bulunduğunu anladı. Nitekim şiir:
"Binlerce top ve tüfek, yapamaz asla/Gözyaşının seher vakiti yaptığını/Düşman kaçıran süngüleri, çok defa/Toz gibi yapar, bir müminin duâsı."
Hemen o gece, hapishâne müdürünü çağırıp; “Bir mazlum kalmış mı?” dedi. Müdür; “Bunu bilemem. Yalnız, biri namaz kılıp, çok duâ ediyor. Gözyaşı döküyor” deyince, onu getirtti. Hâlini sorup anladı. Özür dileyip; “Hakkını helâl et ve bin gümüş hediyemi kabul et ve herhangi bir arzun olunca bana gel!” diye rica etti. Demirci; “Hakkımı helâl ettim ve hediyeni kabul ettim. Fakat işimi, dileğimi senden istemeye gelmem” dedi. Vâli; “Niçin?” diye sorunca, “Çünkü, benim gibi bir fakir için, senin gibi bir sultanın tahtını birkaç defa tersine çeviren sahibimi bırakıp da, dileklerimi başkasına götürmekliğim kulluğa yakışır mı? Namazlardan sonra ettiğim duâlarla, beni nice sıkıntıdan kurtardı. Nice muradıma kavuşturdu. Nasıl olur da, başkasına sığınırım? Rabbim, nihâyeti olmayan rahmet hazînesinin kapısını açmış, sonsuz ihsân sofrasını, herkese yaymış iken, başkasına nasıl giderim? Kim istedi de, vermedi? İstemesini bilmezsen alamazsın. Huzuruna edeple çıkmazsan, rahmetine kavuşamazsın” dedi...

Toplam Görüntülenme: 1041

Yayın tarihi: Çarşamba, 21 Eylül 2016