Bu sayfayı yazdır

Bildiği ile amel etmeyenler

Muhammed ibn-i Sâig hazretleri kırâat ve Şafiî mezhebi fıkıh âlimidir. 636 (m. 1238)’de doğdu. 725 (m. 1325)’de Kâhire’de vefât etti. İlmin fazilet ve üstünlüğü hakkında buyurdu ki:

“İnsanların en câhili, bildiği ile ameli terk edendir. İnsanların en âlimi, bildiği ile amel edendir. İnsanların en üstünü, Allahü teâlâdan en çok korkandır.” Bu söz çok doğrudur ve âlimin, ilmi ile amel etmediği sürece âlim olmadığı hükmünü getirir. Zîrâ ilim, İslâm yolunda sahibini zayi etmez. Âlim, ilminin bereketi ile kurtulur. İlim öğrenmek farz ve fazilettir. İnsanın, dînin mükellef kıldığı şeyleri yapacak kadar ilim öğrenmesi farzdır. Kişinin ihtiyâcından fazla Kitap ve sünnete uygun bilgileri öğrenmesi ise fazilettir. Kitap ve sünnete uymayan ve bu ikisinden çıkarılmamış veya bu ikisine uymayan veya bunlara dayanmayan her ilim fazilet değil rezilliktir. Bunlar insanın hevâsını arttırır. Dünyâda ve âhirette rezîl eder.
Farz olan, öğrenilmesi terk edilmeyen ilim: Ebû Necîb Sühreverdî’nin Enes bin Mâlik’den rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte, Resûl-i ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) buyuruyor ki: “İlim Çin’de de olsa talep ediniz. Zîrâ ilim öğrenmek her Müslümana farzdır.” Âlimler farz olan ilmin hangisi olduğunda ihtilâf etmiştir. Bazısı dediler ki: “Farz olan ilim, ilm-i ihlâs ve nefsin âfetlerini ifşa eden şeylerin ilmidir. Zîrâ şu âyet-i kerîmede meâlen; (Hâlbuki onlar, ancak Allaha, O’nun dîninde ihlâs sahipleri olarak, diğer bâtıl dinlerden İslama yönelerek ibâdet etsinler, namazı gereği üzere kılsınlar ve zekâtı versinler diye emrolunmuşlardı. İşte bu emredildikleri şey, dosdoğru hak dindir.) [Beyyine-5] amel emredildiği gibi ihlâslı olmak da bir emirdir. İhlâsın temellerini tahrip eden; nefsin aldatması, gururu, hileleri ve gizli isteklerini bilmek için bu ilmi öğrenmek farzdır. Zîrâ kul, farza ancak farz ile ulaşabilir. Bazı âlimler ise, öğrenilmesi farz olan, ilm-i hâl ilmidir dediler. Sehl bin Abdullah buyurdu ki: “Farz olan ilim, ilm-i hâli öğrenmek, yani kulun dünyâ ve âhiretinde, Rabbi ile arasındaki hâlin hükmünü bilmesidir.” Denildi ki: “Öğrenilmesi farz olan ilim ilm-i bâtındır. Bu ilimle kulun, Allahü teâlâya yakınlığı artar."

Toplam Görüntülenme: 1161

Yayın tarihi: Cumartesi, 13 Mayıs 2017