Bu sayfayı yazdır

Yol üzerinde oturmaktan sakınınız

Ebû Ali Vâsıtî hazretleri hadîs imâmıdır. Bâğdad’da doğmuş olup, yine orada 249 (m. 863)’de vefât etmiştir. Kitabında naklettiği bazı hadis-i şerifler:

Ebû Saîd el-Hudrî (radıyallahü anh) rivâyet ediyor, Resûlullah efendimiz buyurdu ki: “Yol üzerinde oturmaktan sakınınız.” Eshâb-ı kirâm; “Yâ Resûlallah! Yol üzerinde oturmak bizim için zarurîdir. Lüzumlu olan şeyleri orada konuşuyoruz” dediler. Bunun üzerine Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem); “Yol üzerinde oturmaktan vazgeçmiyorsanız, bu yolun hakkını veriniz” buyurdu. Eshâb-ı Kirâm da; “Yâ Resûlallah! Yolun hakkı nedir?” dediler. Efendimiz de; “Haram olan şeylere bakmamak, gelip geçeni rahatsız etmemek, selâm almak, yapılması lâzım olan şeyleri emir, yasaklanmış olan şeylerden de sakındırmaktır” buyurdu.
Hazreti Ömer’in (radıyallahü anh) rivâyet ettiği bir hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “Eshâbıma dil uzatmakta Allahü teâlâdan korkunuz! Benden sonra onları kötü niyetlerinize hedef tutmayınız! Nefsinize uyup, kin bağlamayınız! Onları sevenler, beni sevdikleri için severler. Onları sevmeyenler, beni sevmedikleri için sevmezler. Onlara el ile, dil ile eziyet edenler, gücendirenler, Allahü teâlâya eziyet etmiş olurlar ki, bunun da muâhazesi, ibret cezası gecikmez, verilir.”
Abdullah bin Zübeyr’in (radıyallahü anh) babasından rivâyetle bildirdiği hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “Kıyâmet günü Eshâbımdan her biri, kabirlerinden kalkarken, vefât ettiği memleketin bütün müminlerinin, önlerine düşerek ve onlara nûr ve ışık saçarak Arasat meydanına götürür.”
Ebû Hüreyre’nin (radıyallahü anh) bildirdiği hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “Allahü teâlâ, bu ümmet için her yüz sene başında, bu dîni kuvvetlendiren bir müceddid meydana çıkarır.”
Sıla bin Esyem Adevî’nin (radıyallahü anh)  rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte, Peygamber efendimiz “Kim, dünyâ ile alâkalı bir şeyi kalbinde hatırlamadan namaz kılar, o namazda Allahü teâlâdan bir şey isterse, Allahü teâlâ onu ona verir” buyurdu.
Berâ bin Azîb’den rivâyet edildi: Peygamber efendimiz yumuşak bir elbise giymişlerdi. Eshâb-ı kiram, bu elbisenin yumuşaklığını çok beğenmişlerdi. Bunun üzerine Peygamber efendimiz “Bu elbisenin yumuşaklığı çok mu hoşunuza gitti? Fakat Sa’d bin Muaz’ın Cennetteki mendilleri, bundan daha iyi ve daha yumuşaktır” buyurdular.

Toplam Görüntülenme: 1062

Yayın tarihi: Pazartesi, 16 Ekim 2017