Bu sayfayı yazdır

Seven, sevdiğine boyun eğer

Esîrüddîn Hevârî hazretleri Şafiî mezhebi fıkıh âlimidir. 760 (m. 1369)’de Kâhire’de doğdu. 843 (m. 1439)’de, Şam’da vefât etti. Resûlullah efendimize (sallallahü aleyhi ve sellem) salevat-ı şerife okumanın fazileti hakkında buyurdu ki:

Resûlullah efendimize çok salât okumak, ona olan şiddetli sevgiye delâlet etmektedir. Bir kimse çok sevdiği kimseyi daha çok anar ve hatırlar. Çünkü kişi dâima sevdiği ile beraberdir. Sevdiğini asla hatırından çıkarmaz. Resûlullah efendimizi çok sevmek ise, O’na tâbi olmanın kuvvetli olduğuna delâlet eder. Nitekim; “Seven sevdiğine boyun eğer” buyurulmuştur. Resûlullah efendimizi bu derece sevip O’na tâbi olan kimsenin rûhu, onun mübârek rûhuna yakın olur. Bu sebeple o kimse ile Resûlullah efendimiz arasında bir irtibât ve yakınlık meydana gelir. Resûlullah efendimize salât ile kazanılan faydaların en üstünü, onun mübârek sûretlerinin, köklü bir şekilde kalbe yerleşmesidir. Bu da, ihlâsla, şartlarına ve edeplerine riâyet ederek, manasını düşünerek, salât-ü selâm okumaya devam etmekle olur. Böylece Resûlullah efendimizin sevgisi kalbe iyice yerleşir.
Resûlullah efendimizi sevmek, O’na uymayı gerektirir. O’na uymak ise, kavuşmayı gerektirir. Nitekim Nisa sûresi 69. âyet-i kerîmesinde meâlen; 
“Allaha ve Peygambere itaat edenler, işte bunlar, Allahın kendilerine nimet verdiği peygamberlerle, sıddîklarla, şehîdlerle ve iyi kimselerle beraberdirler. Onlar ne güzel arkadaştır” buyurulmuştur.
Kalben bağlanmanın sünnet-i seniyyede olduğunun delîllerinden birisi de, namazda birinci ve ikinci oturmalarda namaz kılanın Ettehıyyâtü’de “Esselâmü aleyke eyyühennebiyyü ve rahmetullahi veberakâtühü” okumasıdır. Tahiyyât okurken “aleyke”de kâf’in hazır birisine hitap etmek için “eyyuhâ”nın da hazır bulunan birisine nidâ etmek (seslenmek) için olduğunu bilen bir kimse, bunu okurken Resûlullah efendimize hitap ettiğini, O’na nidâ ettiğini, O’na selâm verdiğini, O’nun için Allahü teâlâdan rahmet ve bereket dilediğini bilir. Böyle bir Resûlullah efendimizi zihninde ve hayâlinde tasavvur etmemesi mümkün değildir. Bu, akıllı ve dindar bir kimse için imkânsız gibidir. Resûlullah efendimizi bu şekilde hatırlayan ve tasavvur eden kimsenin kalp ufuklarında, onun nûru, feyiz ve marifetleri parıldar. Çünkü Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem), kalplerin bağlanabileceği en büyük güneştir.

Toplam Görüntülenme: 881

Yayın tarihi: Perşembe, 16 Kasım 2017