Bu sayfayı yazdır

Hayâ edilmeyen işte hayır yoktu

Ahmed bin Ebî Hayseme hazretleri hadîs, târih, edebiyat ve neseb âlimidir. Hadîs ilminde hafız (yüz bin hadîs-i şerîfi, râvîlerinin halleriyle, birlikte ezberden bilen) ve zamanının imâmı idi. 185 (m. 801)’de doğdu. 279 (m. 892)’de vefât etti. Rivâyet ettiği hadîs-i şeriflerden bazıları şunlardır:

Abdullah bin Abbâs (radıyallahü anh) şöyle anlattı: “Ben Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimizin huzûrunda bulunuyordum. Mübârek kucağının sol tarafında oğlu İbrâhîm, sağ tarafında ise, torunu Hazreti Hüseyin var idi. Bu sırada Cebrâil aleyhisselam teşrîf edip, vahiy getirdi. Sonra oradan ayrıldı. Bunun üzerine Resûlullah Efendimiz “Bana Cebrâil aleyhisselam geldi. 'Yâ Muhammed! Rabbin sana selâm ediyor. Senin için oğlun İbrâhîm ile, torunun Hüseyin cem (ikisi beraber) olmayacak, ikisinden birini, diğerine karşılık feda et (ikisinden birisini tercih et) diye buyuruyor” dedi. Sonra Resûlullah Efendimiz oğlu İbrâhîm’e bakıp ağladılar. Hazreti Hüseyin’e bakıp, yine ağladılar. Sonra “İbrâhim öldüğü zaman ona benden başka üzülen olmaz. Hüseyin'in annesi Fâtıma, babası amcamın oğlu Ali’dir. O ölürse, onlar üzülecekler. Onlar üzüleceğine ben üzülürüm... Ey Cebrâil! İbrâhim’in rûhunu al!” buyurdu. Üç gün sonra Resûlullah Efendimizin oğlu İbrâhîm’in rûhu alındı...
Hazreti Ali (radıyallahü anh) buyurdu ki: Şayet ben Allahü teâlâyı zikretmeyi unutsam, Allahü teâlâya ancak Peygamber Efendimize salevât-ı şerîfe getirerek yakınlık elde ederim. Çünkü ben Resûlullah efendimizden şöyle işittim: “Cebrâil bana; ey Muhammed! Muhakkak Allahü teâlâ şöyle buyuruyor: Kim sana on defa salevât-ı şerîfe getirirse, benim öfkemden emîn olabilir.”
Bir gün Peygamber Efendimiz Eshâbına buyurdu ki: “Eshâbım! Allahü teâlâdan tam bir şekilde hayâ ediniz.” Eshâb-ı kirâm dediler ki: “Yâ Resûlallah biz, hepimiz Allahü teâlâdan utanırız.” Peygamber Efendimiz buyurdu ki: “Hayâ bu değildir. O kimse ki Allahü teâlâdan tam bir şekilde hayâ eder. Gözünü, kulaklarını ve diğer uzuvlarını haramlardan, bâtınını ve fercini haram ve zinâdan korur, ölümü hatırlar, âhıreti diler, dünyânın süs ve zînetlerini terk eder ise, hakîkatte bu kimse Allahü teâlâdan hayâ etmiştir.” 
Hayâ güzel bir huydur ki dinimizce iyi olduğu bildirilmektedir. Haktan ve insanlardan hayâ etmelidir. Hayâ edilmeyen işte hayır yoktur.

Toplam Görüntülenme: 769

Yayın tarihi: Cuma, 09 Mart 2018