Bu sayfayı yazdır

O, alevli bir ateşe girecek

Abdurrahmân ibn-i Ebî Hâtim hazretleri Meşhûr tefsîr ve hadîs âlimlerindendir. 240 (m. 854)’de İran’da Rey şehrinde doğdu. 327 (m. 938)’de orada vefât etti. Naklettiği hadîs-i şeriflerden bazıları şunlardır:

Ebû Leheb ve karısı, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) efendimize çok eziyet ederlerdi. Karısı sırtında odun taşıyarak, Resûlullah efendimizin geçtiği yolda ateş yakardı. Resûlullah efendimiz  ateş sanki bir kum yığını imiş gibi üzerinden basıp geçiyordu ve kendisine hiçbir şey olmuyordu. Allahü teâlâ, Ebû Leheb ve karısı hakkında Tebbet sûresini nâzil ederek meâlen “Ebû Leheb’in eli kurusun! (Kendisi de) kurudu, (helak oldu) ya! Ona, ne (babasından miras kalan) malı ve ne de (kendi) kazandığı fayda vermedi. O, alevli bir ateşe girecek; karısı da,(Cehenneme) odun hamalı olarak, boynunda bükülmüş bir ip olduğu hâlde (oraya girecek)” buyurdu. Ebû Leheb’in karısına, bu sûrenin kendisi ve kocası için indiği anlatılınca, eline taş alarak pürhiddet, Hazreti Ebû Bekr (radıyallahü anh) ile oturmakta olan Resûlullah efendimizin yanına geldi. Orada bulunan Hazreti Ebû Bekr’i görüyor, fakat Resûlullah efendimizi bir türlü göremiyordu. Merak edip Hazreti Ebû Bekr’e (radıyallahü anh)  “Hani nerede arkadaşın? Beni ve kocamı kınadığını duydum. Bulursam, vallahi bu taşı ağzına vuracağım” diyordu. Fakat, bir türlü O’nu göremedi...
Resûlullah efendimiz “Dikkat ediniz! Size haber veriyordum ki, Allah’ın Resûlünün, haram kıldığı şey, Allahın haram kıldığı şey gibidir” buyurunca, birisi Resûlullah efendimize gelip bir hayvan sırtı dolusu kitap getirdi. Ona “Kendi Peygamberlerinden veyahut kendilerine gönderilen kitaptan başka kitaba meyledip, kendi Peygamber ve kitaplarından yüz çevirmeleri, bir kavmin ahmaklığına ve cahilliğine yeter de artar” buyurdu. Bunun üzerine, Ankebût sûresinin meâlen “Sana indirdiğim bu Kur’ân, o mucize isteyenlere karşı okunup dururken, kendilerine kâfi gelmedi mi? Şüphesiz ki, Kur’ân’da îmân edecek bir millet için büyük bir rahmet ve bir öğüt vardır” 51. âyet-i kerîmesi nâzil oldu.
Resûlullah efendimiz buyurdular ki: “Allaha yemîn olsun ki, benden önceki Peygamberler yoksulluk ve haşeratla imtihana çekilirlerdi. Bu, onların yanında size verilenlerden daha sevimli ve geçerliydi.”
“Ziyâretçiniz geldiği zaman, ona ikram ediniz!”
“Ölü, cuma günü kendini ziyâret edenleri bilir. Bir gün önceki ve bir gün sonraki günlerde yani perşembe ve cumartesi günleri de ziyâret edenleri bilir.”

Toplam Görüntülenme: 826

Yayın tarihi: Çarşamba, 16 Mayıs 2018