Bu sayfayı yazdır

Âhiret nimetlerine kavuşmak için

Eğinli Fevzi Efendi, son devir Osmanlı âlim ve evliyâsının büyüklerindendir. 1871 (H.1288) târihinde Erzincan’ın Eğin ilçesinde doğdu. 1924 (H.1343) târihinde İstanbul'da Fâtih-Çarşamba'da vefât etti. 

Fevzi Efendi çocukken İstanbul'a geldi. İlk tahsîlini tamamladıktan sonra İstanbul'un meşhur âlimlerinin derslerine katıldı. Sonra da evliyânın büyüklerinden Gümüşhâneli Ahmed Ziyâeddîn Efendi hazretlerini tanımak ve sohbetlerini dinlemekle şereflendi. Onun âhirete irtihâlinden sonra son halîfesi Hasan Hilmi Efendinin sohbetleriyle olgunlaştı ve ondan icâzet, diploma aldı. Sohbetlerinde buyurdu ki:
İmâm-ı Rabbânî hazretleri, ikinci cildin 82.  mektûbunda buyuruyor ki: 
"Dünyanın yaldızlı lezzetlerine sarılma, geçici, çabuk biten güzelliklerine aldanma! Bütün sözlerinin ve işlerinin şeriate uygun olmasına çalış! Evvelâ, îtikatını, (Ehl-i sünnet) âlimlerinin kitaplarına göre düzelt! Bundan sonra, bütün hareketlerin ve ibâdetlerin, bu âlimlerin (Fıkh) kitaplarına uygun olmasına dikkat et! Helale, harama uymak, çok mühimdir. Nâfile ibâdetlerin, farz ibâdetler yanında hiç kıymeti yoktur. Bir lira zekât vermenin sevabı, yüzbinlerce lira nâfile sadaka vermek sevabından kat kat fazladır. Dünyanın zararlarından kurtulmak ve âhiretteki sonsuz nimetlere kavuşmak için [Müslüman olmak lâzımdır. Yâni] evvelâ îman etmek, sonra şeriate uymaktan başka çâre yoktur."
İslâmiyet, kalp ile îman etmek ve beden ile şeriate uymaktır. Allahü teâlânın emrettiği şeylere (Farz) denir. Yasak ettiği şeylere (Haram) denir. Her ikisine birden (Şeriat) denir. Kalp ile îman edilecek, inanılacak altı şeyi ve her tarafa yayılmış olup, günlük işler hâline gelmiş olan şeriat bilgilerini meselâ namaz kılmasını ve namazda okunacak fâtiha sûresini, hemen öğrenmek ve bunlara uygun yaşamak, kadın, erkek, her Müslümana farzdır. Çocuklarına öğretmek de analara, babalara farzdır.
Evlenecek yaşa gelen Müslüman evladı ve yeni Müslüman olan, bunları öğrenmeye ve uymaya önem vermez; birinci vazîfe olduğunu kabul etmezse, kâfir olur. Buna (Mürted) denir. Mürted, Müslüman olmamış kâfirden daha fenadır. İslami ilimlerin menbaı, kaynağı, Kur'ân-ı kerim ve hadis-i şeriflerdir. Muhammed aleyhisselâmın her sözüne (Hadis-i şerif) denir. Kur'ân-ı kerim ve hadis-i şerifler Arabîdir. Kur'ân-ı kerimin mânasını, yalnız Muhammed aleyhisselâm anlamış ve hepsini Eshâbına bildirmiştir...

Toplam Görüntülenme: 697

Yayın tarihi: Pazar, 07 Ekim 2018