Bu sayfayı yazdır

Kişinin, nefsi ve hevâsı ile cihâdı

Nâzillili Mehmed Efendi, evliyânın büyüklerindendir. Nâzilli’de doğdu. 1300 (m. 1883)’de Mekke-i mükerremede vefât etti. “Hazînet-ül-esrâr” adlı eserinden bazı bölümler:

Amellerin yedi mertebe üzerine olduğu, bunların, îmânın etrâfında koruyucu kaleler olduğuna dâirdir:
İslâmiyet, Allahü teâlânın katından olan kıymetli bir cevher, O’nun nezdinden olan büyük sırlardır. Allahü teâlâ onu, onunla şereflendirmek için mümin erkek ve kadınların kalblerine koydu. Sonra, Allahü teâlâ bu îmân cevherine, düşman zarar vermemesi ve ona bir zarar gelmemesi için, onun etrâfına muhkem ve sağlam bir kale koydu. Bu kale, farzları eda etmektir. Sonra Allahü teâlâ ikinci olarak, bu birinci kalenin etrâfına sur yaptı. Bu sur, haramları terk etmektir. Sonra bu ikincinin etrâfına üçüncü bir sur yaptı. Bu, vâcibleri eda etmektir. Üçüncünün etrâfına dördüncü olarak bir sur yaptı. Bu da sünnetleri eda etmektir. Sonra bu döndüncü surun etrâfına beşinci bir sur koydu. O da müstehâbları eda etmektir. Sonra bunun etrâfına altıncı olarak bir sur yaptı. Bu ise mendubları eda etmektir. Sonra bunun etrâfına yedinci bir sur yaptı. Bu ise mekrûhları terk etmektir.
Şeytan; mekrûhlarda ısrar etmemizi, mendubları, müstehâbları, sünnetleri ve vâcibleri terk etmeye aldırış etmemeyi, haramları işlemeyi, farzları yapmamayı, her ibâdeti zamanında yapmamayı, ibâdetleri yaparken eksik olarak yapmayı, tembellikle, gafletle, riya ve gösterişle yapmayı, ibâdetlerde huşû ve hudûu terk etmeyi, ibâdet ve tâatları dünyevî düşüncelerle yapmayı vesvese ederek, insanları Allahü teâlânın rızâsından uzaklaştırmaktadır.
Şeytan ve onun yardımcıları ve hizmetçileri, ibâdetleri terk ettirmek, günahları işlemek husûsunda dâima bizimle muharebe etmektedir. Biz de Allahü teâlânın emirlerini yapmak, yasaklarından sakınmak husûsunda onlarla muharebe etmekteyiz. Bu muharebe (nefisle mücâdele), silâhla yapılan muharebeden daha üstündür. Nitekim Resûl-i ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem); “En üstün cihâd, kişinin nefsi ve hevâsı ile olan cihâddır” buyurmuştur.
Bahsettiğimiz yedi kısım ibâdetler, dînimizde amelleri teşkil eder. Bu ibâdetler, fıkıh kıtablarında bildirildiği şekilde yapılır. Ancak böyle olursa, bu ameller kâmil bir şekilde yapılmış olur.

Toplam Görüntülenme: 681

Yayın tarihi: Cuma, 11 Ekim 2019