Bu sayfayı yazdır

Allahü teala tövbe edenleri sever

Muhammed Kettânî hazretleri tasavvuf âlimlerindendir. 554 (m. 1159)’da vefât etti. “Menâzil-ül-muhabbet” adlı eserinde, muhabbetin yüz mertebesini sayıp izah etmiştir. Bunlardan bazıları şunlardır:

1. Tövbe ve tezellüldür (kendini küçük görmek, alçak tutmak): Bunlar ilk makamlardır. Bir kimse dünyâyı terk edip Rabbine dönerse ve nefsî arzulardan vazgeçerse, hatâ ve günahlarını itirâf edip af dilerse, o zaman muhabbete müstahak olur. Çünkü Allahü teâlâ, Bekâra sûresinin 222. âyet-i kerîmesinde meâlen; “Şüphesiz ki Allah, tövbe edenleri sever” buyurdu.
2. Taharet (temizlik) mertebesi: Bu da zâhir ve bâtın temizliği olmak üzere iki kısma ayrılır. Zâhir temizliği su ile yapıldığı gibi, bâtın (kalb) temizliği, yakîn elde etmek iledir. Yanî kalbin Allahü teâlâyı görüyor gibi inanması ve kalb hastalıklarından kurtulması iledir.
3. Resûlullahın (sallallahü aleyhi ve sellem) sevgisi, yanî O’na olan muhabbettir.
4. Nafile olan amelleri de sevip yapmak. Allahü teâlâ bir hadîs-i kudsîde “Kulum bana (farzlardan sonra) nafileler ile yaklaştığı kadar hiçbir şeyle yaklaşamaz”  buyurdu.
5. Allahü teâlâdan gelen her şeye, nimetlere de, belâlara da ayırım yapmadan boyun eğmektir. Dert ve belâlardan lezzet almak; daha var mı diyebilmektir.
6. Allahü teâlâya itaattir, isyan ederek muhabbet olmaz.
7. Allahü teâlânın kitabını, ondaki latîf hitâbları ve tatlı azarlamaları severek ona yaklaşmak. Bu da bildirilen emirleri lâyıkıyla yapmak, yasaklardan şiddetle kaçınmak iledir.
8. Allahü teâlâya yaklaştıran mertebelerden biri de, O’nun dostlarını ve sevdiklerini sevmektir.
9. Cihâd mertebesi olup, iki kısma ayrılır. Biri din düşmanları ile yapılan cihâddır. İkincisi büyük cihâd olup, itaat edinceye, boyun eğinceye kadar nefs ile yapılan cihâddır. Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) Tebük gazvesinden dönünce, Eshâb-ı Kirâma; “Küçük cihâddan döndük, büyük cihâda aşlayacağız” buyurunca Eshâb-ı Kirâm, “Büyük cihâd nedir?” diye sordu. “Büyük cihâdınız nefsiniz iledir” buyurdu.
10. İhsân sahibi olmaktır. Allahü teâlâya zannınızı güzel yapınız. Çünkü Allahü teâlâ, kendisine iyi zanda bulunanı sever. Bir şiirde şöyle denilmiştir:
"Hüsn-i zan sahibi, sû-i zan sahibi gibi değildir./Kimin bâtını (kalbi) temiz olursa zâhiri de güzeldir."

Toplam Görüntülenme: 477

Yayın tarihi: Çarşamba, 13 Ocak 2021