Anadolu velîlerinden Muhammed Kadri Hazîn

Muhammed Kadri Hazîn ilk derslerini, âlim ve sâlihlerden olan babası ve dedesinden aldı. Ancak, küçük yaşlarda anne ve babasını kaybetti. O sırada evlerine Gavs-ı Geylânî’nin geldiğini gördü. Ona; “Oğlum üzülme! Baban, Rabbi’nin dâvetini kabûl ederek gitti. İşte her hususta babanım. Maddî ve mânevî hiçbir şeyden endişe etme” buyurdu.
Seyyid Muhammed Kadri Hazîn, zâhirî ilimleri Molla Abdurrahmân’dan öğrendi. Sonraları Şeyh Muhammed Said’in sohbetlerine devâm etti. Bağekun’da oturan Şeyh Muhammed Said’i dört defâ ziyâret etti. Bu ziyâretleri sırasında vilâyet makâmının en üst derecelerine kavuştu.

“Hiç kimse hicret etmesin!”
Hocasından icâzet alan Muhammed Kadri Hazîn, Cizre’de talebe yetiştirmeye ve insanlara Allahü teâlâya kavuşturan yolu anlatmaya başladı. Birinci Dünyâ Harbi sırasında Musul, Kerkük, Süleymâniye bölgelerini muhârebesiz alarak ele geçiren İngilizler, Cizre’ye 50 km uzaklıktaki Zaha kasabasına kadar geldi. İngiliz komutanı birkaç gün sonra Cizre’ye de geleceğini bildirdi. Bunun üzerine Cizre halkının bir kısmı silâha sarıldı, bir kısmı ise düşman esâretine girmemek için göç hazırlıklarına başladı. Bunun üzerine Muhammed Hazîn; “Hiç kimse endişe ve hicret etmesin. Hiçbir yabancı Cizre’ye giremeyecektir. Herkes emin olsun” buyurdu. Fakat sabah olunca, İngiliz ordusu Cizre’ye hareket etti. O sırada Londra’dan gelen yıldırım bir telgrafla; “Hudud, Hizil Irmağıdır. Irmağı geçmişsen de ilerlemeden hemen dön!” emri geldi. İngiliz komutanı Cizre’ye girmeden geri döndü...

“Bu son görüşmemizdir!”
Muhammed Hazîn, ömrünün sonlarına doğru rahatsızlandı. Kendisini uzak yerlerden ziyârete gelen talebelerine; “Bu son görüşmemizdir. Allahü teâlânın velî kulları âhirete intikal edince, sermâyelerini de berâberlerinde götürürler. Kalbinizdeki nûr ve zikre sebeb biziz. Onun için fazla çalışırsanız, kalbinizin mânevî sermâyesi artar” buyurdu.
Bu mübarek zat, 1961 senesi Kasım ayının on ikinci günü 63 yaşındayken vefât etti. Kalabalık bir cemâat tarafından kılınan namazdan sonra Cizre’de “Nûh aleyhisselâmın makâmı” denilen türbenin ayak tarafına defnedildi...

Toplam Görüntülenme: 3317

Yayın tarihi: Cumartesi, 11 Kasım 2006

Bunları okudunuz mu?