Dimitrofçalı Muslihuddîn Efendi

Dimitrofçalı Muslihuddîn Efendi, ilim tahsîlinden sonra, memleketinde sanat ile meşgûl oldu. İnsanlara bildiklerini öğretir, yanlışlıkları düzeltir, garip ve kimsesizlere yardımda bulunur, herkese iyilik ederdi...
Muslihuddîn Efendinin birçok talebesi vardı. İcâzet verdikleri bu mübârek kimseler, Timeşvar ve Belgrat gibi serhat boylarında gâzilere yardım ederler, ahâlinin Müslüman olması için gayret gösterirlerdi. Onlardan birinin asker arasında mevcudiyetinin hissedilmesi, gâzilerin mâneviyatlarını yükseltir, zaferin kazanılmasına sebep olurdu.

Küle Kalesi kuşatılmıştı...
Kânûnî Sultan Süleymân Han, Zigetvar Seferi esnâsında kaleyi kuşatınca, Pertev Paşa da Küle Kalesini kuşatıp, topa tuttu. Zafer müyesser olmadı. Muslihuddîn Efendi, Dimitrofça’dan talebelerini toplayıp, Küle’ye doğru yola çıktı. Muslihuddîn Efendinin oraya ulaştığı gün, asker arasında zafer haberi yayıldı. Askerler, daha kale alınmadan birbirlerini tebrik ediyorlardı. Kısa süre sonra İslâm ordusu kaleyi fethetti...
Bir gün Muslihuddîn Efendinin huzûruna gâzi-levend kılığında bir kimse geldi. Bir mikdâr sohbetten sonra gitti. Muslihuddîn Efendi talebelerine; “Levendi gördünüz mü? O ebdallardandı (seçilmişlerden)” dedi. Muslihuddîn Efendinin de ebdalların reisi olduğu söylenirdi. Pâdişâhlar, paşalar, uç beyleri ondan istimdâd eyler, yardım beklerdi. O da, gönlü cihâd aşkıyla yanan gâzilerin yardımına koşardı...

Ve bir arefe günü...
Muslihuddîn Efendi, her sene Kurban bayramından önce yetimleri, öksüzleri toplar, kimisine ayakkabı, kimisine elbise alıverir, onları gözetirdi. Vefât ettiği senenin Zilhicce ayının sekizinci günü, öksüzlere alacaklarını alıp, topluca hamama götürdü. Hamamda, “Üstâd Oruç” nâmında bir tellak vardı. Aynı zamanda berberlik yapardı. Muslihuddîn Efendi;
-Üstâd Oruç, şu oğlancıkların da gönüllerini hoş et ki, son bir işimizi daha görmüş olasın, dedi.
Üstâd Oruç, söylenenlerden bir mana çıkaramadı. Muslihuddîn Efendi, çocukların tıraş işi bitince, hepsini yanına alıp gitti. Ertesi gün arefe idi. Sabah namazını kıldıktan sonra, gün doğarken Hakk’ın rahmetine kavuştu...

Toplam Görüntülenme: 1777

Yayın tarihi: Perşembe, 10 Ağustos 2006

Bunları okudunuz mu?