Felaketten ve azaptan kurtulmak için!

Cemâlüddîn İbnü'n-Nakîb hazretleri tefsir ve tasavvuf âlîmidir. 611'de (m. 1214) Kudüs'te doğdu. Kahire’ye giderek kelam ilmi tahsil etti. Sonra Şehâbeddin Sühreverdî hazretlerine intisab ederek tasavvufta yükseldi. Daha sonra Kudüs'e dönerek talipleri yetiştirdi. 698'de (m. 1298) vefat etti. Bu mübarek zat buyurdu ki:

Dünyada felaketlerden, âhirette azaptan kurtulmak için, iki şey lâzımdır: Emirlere sarılmak ve yasaklardan sakınmak! Bu ikisinden en büyüğü, daha lüzûmlusu, ikincisidir ki, buna (Verâ) ve (Takvâ) denir. Resûlullah efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) yanında, birisinin çok ibâdet ettiğini, çok uğraştığını söylediler. Birisinin de, yasak edilen şeylerden çok sakındığını söylediklerinde, (Hiçbir şey, verâ gibi olamaz!) buyurdu. Yâni, yasaklardan sakınmak, daha kıymetlidir buyurdu. Bir hadis-i şerifte de, (Dîninizin direği verâdır) buyurdu. İnsanların meleklerden daha üstün olabilmesi, verâ sâyesindedir ve terakkî etmeleri, yükselmeleri bu sâyededir. Melekler de, emirlere itaat etmektedir. Hâlbuki melekler, terakkî edemiyor. O hâlde, verâa sarılmak ve takvâ üzere olmak, her şeyden daha lüzûmludur.

İslâmiyette en kıymetli şey, takvâdır. Dînin temeli, takvâdır. Verâ ve takvâ, haramlardan kaçınmak demektir. Haramlardan tamamen kaçınabilmek için, mubâhların fazlasından kaçınmalıdır. Mubâhları, lâzım olduğu kadar, kullanmalıdır. Bir insan, mubâh, yâni İslâmiyetin izin verdiği şeylerden, her istediğini yapar, taşkınca mubâh işlerse, şüpheli şeyleri yapmaya başlar. Şüpheliler ise, haram olanlara yakındır. İnsanın nefsi, hayvân gibi, kendine düşkündür. Uçurum yanında dolaşan, bir gün uçuruma düşebilir. Verâ ve takvâyı tâm yapabilmek için, mubâhları lâzım olduğu kadar kullanmalı, zarûret miktârını aşmamalıdır. Bu kadarını kullanırken de kulluk vazîfelerini yapabilmek için kullanmaya niyet etmelidir. Hiç olmazsa, haramlardan kaçınmalı, mubâhların fazlasından da elden geldiği kadar sakınmaya çalışmalıdır. Mubâhlar, lüzûmundan fazla işlendikte, pişman olup tövbe etmelidir. Bu işleri, haram işlemeye başlangıç bilmelidir. Allahü teâlâya sığınmalı ve yalvarmalıdır. Bu pişmanlık, tövbe ve yalvarmak, belki mubâhların fazlasından büsbütün sakınmak yerine geçerek, böyle işlerin âfetinden, zararından korur. Câfer bin Sinân hazretleri buyuruyor ki: 

"Günah işleyenlerin, boynunu bükmesi, ibâdet edenlerin göğsünü kabartmasından daha iyidir!"

Toplam Görüntülenme: 162

Yayın tarihi: Çarşamba, 30 Kasım 2022

Bunları okudunuz mu?