Fudayl bin Iyâd

Evliyânın büyüklerinden Fudayl bin Iyâd hazretleri, önceleri Merv ve Ebyurd şehirleri arasında eşkıyâlık yapardı. Sahranın tenha bir yerinde çadırını kurar, eşkıyâ reisi olduğu için kendisi içerde otururdu. Ancak bir hadiseden sonra hem kendisine hem de beraberindekilere tövbe etmek nasip oldu. Aldığı malları fazlasıyla sahiplerine geri verdi. Herkes ile helâllaştı. Samimi tövbesi onu, Allahın sevgili kulları arasına soktu...

Kâbe yollarında...
Fudayl bin Iyâd hazretleri, hanımı ile birlikte hac yoluna çıktılar. Allahü teâlâ, yolculuklarını kolaylaştırdı. Kâbe’de bâzı âlim ve velîlerle görüştü. Kûfe’de İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin derslerine katıldı. Ondan ilim ve edeb öğrendi. Kuvvetli hâfızası vardı. Kısa zamanda çok sayıda hadîs-i şerîf ezberledi ve hadîs ilminde mütehassıs oldu. Evliyânın büyükleri arasına girip, şöhreti her tarafa yayıldı. Hikmetli söz ve nasihatlarıyla çok talebe yetiştirdi. Abdullah ibni Mübârek, İmâm-ı Şâfiî, Sırrî-yi Sekatî talebelerinin önde gelenlerindendir...
Mübarek, ölümü esnasında bayıldı. Sonra gözünü açınca: “Âh uzun yolculuk ve âh az azık” dedi.
Fudayl bin İyâd hazretlerinin iki kızı vardı. Vefâtı yaklaşınca hanımına şöyle vasiyet etti:
-Vefâtımdan sonra iki kızımı al ve Ebû Kubeys Dağı’na çık. Ellerini açarak şöyle niyazda bulun: “Yâ Rabbî! Fudayl bana vasiyetinde dedi ki: Ben hayatta iken bu iki emânete gücümün yettiği kadar baktım. Ama ben ölüp de kabre girdikten sonra bu emânetleri sana iâde ettim.”
Fudayl bin İyâd hazretleri vefât edip defin işleri tamamlandıktan sonra, hanımı vasiyeti yerine getirmek üzere bildirilen yere kızlarını götürdü ve bildirdiği gibi duâ edip çok ağladı. Bu sırada Yemen Hükümdârı, yanında iki delikanlı oğlu ile beraber oradan geçiyordu. Hanımların ağlayıp sızladıklarını görünce, yanlarına gidip;

Yemen’e gittiler...
-Bu hal nedir! diye sordu. Hanım hâdiseyi anlatınca, Yemen Hükümdârı dedi ki:
-Bu kızları, her biri için bin altın mehir ile oğullarıma nikâhlamak istiyorum?
Fudayl bin İyâd’ın hanımı;
-Râzıyım, dedi. Kızların ve oğulların da rızâsı alındı. Hep berâber Yemen’e gittiler. İleri gelenler toplandı ve nikâhları kıyıldı, düğün yapıldı. Böylece, mübareğin bir kerameti de vefatından sonra açığa çıkmış oldu.

Toplam Görüntülenme: 2323

Yayın tarihi: Pazartesi, 13 Şubat 2006

Bunları okudunuz mu?