Gül Baba

Sultan İkinci Bayezid Han, dinlenmek için gittiği avdan dönüyordu. Bir an önce saraya varmayı düşünürken atını durdurdu, havayı kokladı ve derin derin nefes alıp ferahladıktan sonra sordu:
- Bu güzel kokular da nereden gelir böyle?
Vezirlerinden biri cevap verdi:
- Devletlü Padişahım! İstanbul kuşatmasına katılan gazilerimizden tabiat âşığı biri vardır ki, ona Gül Baba derler. Ak sakallı, nur yüzlü bir ihtiyardır. Şu yamaçları güllerle ve dahi türlü çiçeklerle donattı. Bu hoş kokular O’nun bahçesinden gelmektedir.
- Merhum babamın bu gazi askerini ziyaret etmek isterim!

“Dilersen seni saraya alayım”
Hemen Gül Baba’nın kulübesine doğru yürüdüler. Değerli misafirlerin geldiğini gören Gül Baba koştu, onları kapıda karşıladı.
Padişah atından indi ve onun gösterdiği mindere oturdu ve o mübareğin kendi elleriyle pişirdiği kahveyi yudumlayıp yorgunluğunu giderdi. Sonra da sohbet esnasında ona şöyle bir teklifte bulundu:
- Dilersen seni saraya alayım. Artık çalışma da yaşlılık günlerini dinlenerek geçir, deyince Gül Baba;
- Sağolun Sultanım! Burada oturmak benim için daha iyidir, diye cevap verir.
Sonra Padişah ve yanındakiler oradan ayrılırlar...
O gece kurulan dostluk devam eder. Padişah, canı sıkıldıkça Gül Baba hazretlerini ziyaret eder...
Bu ziyaretlerden birinde, Gül Baba hazretleri, Sultan Bayezid-i Veli’ye iki gonca gül verir ve;
-Padişahım! Kendimi iyi hissetmiyorum. Bu güller, fakir gönlümün hediyesi olsun. Lütfen kabul buyurun, der.
Padişah da gülleri alır ve çok duygulanır:
-Böyle deme Gül Baba! Allah sana uzun ömürler versin. Ama emr-i Hak vaki olmadan nasıl bir eser bırakmak istersin? diye de sormadan edemez.

“Ruhumu şâd etmek istersen!”
Gül Baba hazretleri, oturduğu yerden hafifçe doğrulur, ileride görünen tepeyi işaret ederek der ki:
-Ruhumu şâd etmek istersen, karşıdaki tepeye bir mektep yaptır Sultanım. Bu mektebin arması da sarı-kırmızı olsun!
Bundan kısa bir müddet sonra da vefat eder.
Bunun üzerine Sultan II. Bayezid Han, o yıl Galatasaray Sultanisi’ni yaptırır. Gül Baba vefat edince, o gül bahçesinin ortasında açılan kabrine defnolunur.

Toplam Görüntülenme: 2361

Yayın tarihi: Pazartesi, 08 Mayıs 2006

Bunları okudunuz mu?