Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.451.937

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Nasihatların Özü, Allah Adamları Ile Bulunmaktır

Ferdî Abdullah Efendi, Osmanlı âlimlerindendir. Manisa’nın Turgutlu kazâsında doğdu. İlim tahsilini İstanbul’da tamamladıktan sonra, Turgutlu’da müftîlik yapan Abdullah Efendi, hacca gittiğinde Mekke-i mükerremede, Müceddidiyye yolunun ve Abdullah-ı Dehlevî hazretlerinin halîfelerinin büyüklerinden olan Hindli Muhammed Can Efendi’ye talebe oldu. O büyük zâtın huzûrunda yetişerek kemâle geldikten sonra, icâzet ve hilâfet almakla şereflendi. Şeyhülislâm Ârif Hikmet Bey’in delaletiyle, İstanbul’da Fâtih civârında bulunan Emîr Buhârî Dergâhı şeyhliğine tayin edildi. Vefâtına kadar orada vazîfe yaptı. 1274 (m. 1857) senesinde İstanbul’da vefât etti. Bir sohbetinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Yirmisekiz Mehmed Çelebi Ve Parisde Opera

Paris şehrine mahsus bir oyun varmış ki opera derlermiş, acayip sanatlar gösterirler miş, büyük toplantı olurmuş. Kibar-ı şehr varırlar ve vasi dahi ekseriya varıp kral dahi arasıra gelirmiş.Bir gün entrodüktör, mahut kral tarafından bir hento getirip tebeamızla bizi alıp gittik. Vasi'nin sarayına bitişik bir yere vardık. Ol mahall-i mahsus opera için yapılmış. Rütbelerine göre herkesin oturacak yeri var. Bizi kral oturduğu yere götürdüler. Kırmızı kadife ile döşenmişti. Vasi dahi gelmiş, yerine oturdu. Erkekler ve kadınlar ile dolmuştu ve yüzden fazla enva-ı saz hazırdı.Akşama bir saat vardı. Her taraf kapalı olmakla birkaç yüz balmumu yanmış ve billur avizelerde dahi hesapsız mumlar yanmıştı. Ol mahal ziyade özentili yapılıp cümle trapzanları ve amudları ve dört duvarı ve sakfı sırma işlemeli olup ve gelen hanımlar dibalara ve cevherlere müstağrak olup mumların şu'lesinden bir halet-feza parıltı zuhur etmiştir ki tabir olunamaz. Karşımızda sazendeler oturduğu mahalde bir münakkaş büyük perde asmışlardı. Tamam yerleştikten sonra nagah ol perde kalkıp arkasından bir büyük saray zuhur eyledi. Sarayda oyuncular libas-ı mahsuslarıyla ve yirmi kadar perinevker murassa libas ve fistanlarıyla meclise tekrar ışık saçıp sazlar dahi hep birden musikiye başladılar. Bir miktar raks olunup ondan sonra operaya başladılar.

Vehbi Tülek

Ravza-i Murad’da Açan Gül

Vehbi Tülek

18 - İskender Paşa

Vehbi Tülek

Çariçe Katerina Ve Osmanli Tokadi

Vehbi Tülek

Rus Çarı II. Petro'yu öldürterek, onun yerine tahta çıkan eşi Çariçe II. Katerina da amansız bir Osmanlı düşmanıydı. Bilhassa Ortodoksların Hamisi olduğunu ileri sürerek Rum ve diğer Ordtodoks azınlıkları ayaklandırmak için faaliyete başladı. Kocasını öldürmesinde kendisi ne yardım eden sevgilisi Prens Orlof kumandasında bir donanmayı İngiltere'ye gönderdi ve İngilizlerin himayesine sığındığını, eğer onlar da yardım ederlerse Osmanlıları birlikte yok edebileceklerini söyledi. Daha sonra bu donanma bir İngiliz amiralinin kumandasında Akdeniz'e açıldı ve Mora sahillerine geldi. Daha önceden Papazoğlu isimli bir Rum tüccarı para vadederek elde etmişlerdi. Bu adam, bütün Mora'yı dolaşarak bölgedeki papazlara Rusların göNderdiği hediyeleri dağıttı. Papazlar da halkı Osmanlı Devletine isyan etmeğe çağırıyorlardı. Fakat buna rağbet eden pek olmadı.

Turhanzade Ömer Bey’in Cevabi

Vehbi Tülek

Alçakliğin Böylesi

Vehbi Tülek

V. MurÂd Han

Vehbi Tülek

RidÂniye Meydan MuhÂrebesi

Vehbi Tülek

15 - Akdeniz'de Türk Korsanlari

Vehbi Tülek

11 - Silistre Müdafaasi

Vehbi Tülek

Önce İmtihana Girin

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

İkiniz De Dilediğiniz Nimetlerden Yiyin

Ebû Abdullah el-Bakkâl hazretleri fıkıh âlimidir. 588 (m. 1192) yılında vefat etti. Bir dersinde buyuruyor ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Hâris El-muhâsibî

Vehbi Tülek

Hâris el-Muhâsibi hazretleri, evliyânın büyüklerindendir. Nefsini çok hesâba çekmesi sebebiyle "Muhâsibi" denilmiştir. 857 (H.243)'de Bağdât'ta vefât etti. Bu mübarek zatın da hikmetli sözleri çoktur. Buyurdu ki:

Ebu Bekr-i Verrak’ın Oğlu

Vehbi Tülek

"vah Hârûn Reşîd... Vah...

Vehbi Tülek

Behlûl-i Dânâ, Bağdad evliyasının meşhurlarındandır. Asıl ismi Vehib bin Ömer Sayrâfi'dir. Behlûl-i Dânâ adıyla şöhret buldu. Halife Hârûn Reşid'in kardeşi olduğuna dâir rivâyetler varsa da aslı yoktur. 805 (H.190) senesi Bağdât'ta vefât etti. Dicle kenarında Şunûziyye Kabristanına defnedildi...

Taşı Altın Yapmanın Bir Kıymeti Yoktur

Vehbi Tülek

Dünyâ Ve âhıret Iyilikleri Cömertlikte Toplanmıştır

Vehbi Tülek

Kaza Ve Kader Bilgisini Herkes Anlayamaz

Vehbi Tülek

can Sıkılınca Huy Kötüleşir!

Vehbi Tülek

Kardeşlerinizin Arasını Düzeltiniz

Vehbi Tülek

Bir Lokma Için Alçak Dünyaya Baş Eğme!

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Keramete İnanmayan Âlim

Keramete İnanmayan Âlim

Kanuni Sultan Süleyman devrinde İstanbul'da Arabzade adıyla meşhur bir âlim vardı. büyük camilerde verdiği vaazlara bütün İstanbul halkı büyük rağbet gösterirdi. Arabzade, devrinin bütün ilimlerine vakıf olduğu halde, tasavvufa ve keramete inanmaz dı. Kanuni'nin başveziri Rüstem Paşa, keramete inanmayan bu Arabzade'yi Mısır Başmüderris liğine tayin ettirmek istedi. Diğer taraftan İstanbul uleması Padişaha müracaat ederek, Arabzade'nin itikadının bozuk olduğunu, Akaid kitaplarında "Evliyanın kerameti haktır" dediği halde buna inanmadığını, "Ben ömrümde büyük günah işlemedim. İyilerin keramet göstermesi icabetseydi, benim keramet göstermem lazımdı." İddiasında bulunduğunu hatırlattılar.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Abayi Yakmak

Vehbi Tülek

Senin İsmin Defterden Silinmiştir

Vehbi Tülek

Başka Du Bilmez Misin?

İmanı Ona Kafidir

Değişen Sizin Kalbiniz

Latif Bir Şikayet

At Hirsizi

Ölüyü Diriltemem

Dördüncü Murad Han Ve Ankaravi İsmail Efendi

Vehbi Tülek

Latif Bir Şikayet

Vehbi Tülek

Padişah Ve At

Vehbi Tülek

Allah'ın Takdirine Kulun Aklı Ermez

Vehbi Tülek

Allah Diyen Genç

Vehbi Tülek

Allah'ın Emaneti

Vehbi Tülek