Muhammed Es’ad “Es’ad Erbilî”

Bugünkü Irak Devleti sınırları içinde bulunan Musul’a bağlı Erbil kasabasında dünyâya gelen Muhammed Es’ad Efendi, zamânının usûlüne göre ilim öğrendi. Babası Muhammed Saîd Efendinin terbiyesinde yetişti. Erbil ve Deyr’deki çeşitli âlimlerden ilim öğrendi. Es’ad Efendi, güler yüzlü, tatlı sözlü, vakur bir zat idi. Çok kuvvetli bir hafızaya sahipti. Senelerce evvel görüştüğü zatı hemen tanır, konuştukları mevzuyu derhal hatırlardı...

“Şüphelerim zail oldu...”
Es’ad Efendi, 1875 senesinde Hicaz’a giderek hac vazîfesini yerine getirdi. Hac dönüşünde hocasının vefâtı üzerine İstanbul’a geldi. Erbil’deki emlâkını satarak Erenköy’de bir köşk satın alıp dostları ile oturdu.
Es’ad Erbilî, İzmir Menemen’de meydana gelen hâdiselerle ilgisi olduğu iddiâ edilerek Menemen’e gönderildi. Orada iken rahatsızlığı sebebiyle askerî hastaneye kaldırıldı. Fakat hastalığı gittikçe fazlalaştı. Nihayet 4 Mart 1931’de Menemen’de vefât etti ve orada defnedildi.
Es’ad Efendi diyor ki: İki mes’ele hakkında şüphem vardı. İmam-ı Rabbanî hazretlerinin Mektûbat’ını okuyunca bu şüphelerim zail oldu:
1) Tarikatte asıl olan tam anlamıyla sünnete bağlanmak olduğuna göre, bazı tarikatlerde riyazat yapmadan manevî yükseliş nasıl olabilir? Bu sorunun cevabını İmâm-ı Rabbanî’nin Mektûbat’ında buldum. “Karnın, temiz ve helal yiyecekle doyarsa fikirde havatır olmaz. Zikir, fikir, rahat ve huzurlu olur. Fakat nefsin hakkı verilmezse huzûra mani
olabilir...”
2) Fena-yı kalbden sonra kalbe havatır nasıl gelebilir?
Bunun cevabını da “Kalb fena bulduktan sonra kalbe gelen havatır kalbe zarar vermez, aksine kalb vazifesini yapmaya devam eder” hükmünde buldum.

“Şâyân-ı kabul amelim varsa!”
Es’ad Erbilî vefatına yakın şunları söylemiştir:
“İntisâbımın ilk yıllarında gönlüme: ‘Yâ Rabb’i! Huzur-u ilâhî’ne çıplak olarak geleyim. Şâyân-ı kabul amelim varsa onları günahkâr kullarına bağışlayayım’ şeklinde bir duygu gelmişti. Şimdi de aynı duygularla doluyum...”

Toplam Görüntülenme: 1686

Yayın tarihi: Cumartesi, 03 Mart 2007

Bunları okudunuz mu?