Resûllerin ve nebilerin hususiyetleri hakkında
Ebû Mensûr Hirevî hazretleri nahiv, hadîs ve Şafiî mezhebi fıkıh âlimidir. (m. 895) yılında Afganistan’da Herât’ta doğdu. İlim tahsili için çeşitli şehirlere seyahatlerde bulunan Ebû Mensûr Hirevî, birçok âlimden ilim öğrendi. Birçok âlim ondan ders aldı. (m. 980) yılında Herât’ta vefât etti. Buyurdu ki:
Nebinin lügatteki manalarından biri, Allahü teâlâ indinde (katında) yüksek derecesi, mevkii bulunan kişi demektir. Resûl de, kendisine vahiy gelmesi devam eden zât demektir. Her resûl, nebidir, her nebi, Allahü teâlâdan kendisine vahiy gelen ve üzerine meleğin vahiy indirdiği kimsedir. Resûl ise, yeni bir şeriat getiren veya kendisinden önceki bir şerîatin bazı hükümlerini nesheden (yürürlükten kaldıran) zâttır, cümlelerini kaydetmiş, üçüncü mesele bölümünde şunları söylemiştir: Resûlün, kendisini Allahü teâlânın resûl olarak gönderdiğini bileceği bir hüccet ve burhana (delîle) ihtiyâcı vardır. Bunu birkaç şekilde bilmesi sahih olur Birisi, Allahü teâlânın kendisine vasıtasız olarak hitâb etmesi ve kalbinde, hitab edenin Rabbi olduğunu kendisine bildirecek zarurî bir ilim yaratmasıdır. Âdem’e (aleyhisselâm) rûh üfürdüğü zaman, hitâb etmesi ve Rabbini zarurî olarak kendisine bildirmesi gibi ki, onu yaratan ona hitâb edenin kendisi olduğunu cenâb-ı Hak bildirmiştir. Derhal ona, mükteseb (kesbî, sonradan kazanılan) olmaksızın zarûrî bir ilim olarak bütün isimleri öğretti. Diğer bir şekil, cenâb-ı Hakkın vasıtasız olarak ona hitâb etmesi ve o hâlde, hitâb edenin Allahü teâlâ olduğunu harikulade bir şekilde izhâr etmesidir. Mûsâ’yı Fir’avn’e gönderdiği zaman, ona vasıtasız olarak hitâb etmiş ve kendisine birtakım mücizeler izhâr etmiştir. O bu mucizeler vâsıtasıyla, kendisine hitâb edenin Allahü teâlâ olduğunu anlamıştır. Dilindeki peltekliği gidermesi, elinde beyazlığın meydana gelmesi, asanın (bastonun) yılana çevrilmesi vs. gibi... Başka bir şekil, Allahın, resûle bir melek göndermesi ve onu risâletle emretmesi ve melek göndermesi sırasında, onun şeytan değil, melek olduğunu bildirecek bir mucize göstermesidir. Bir diğer sekil de şudur Allahü teâlâ bu yollardan biriyle, bir nebisine nübüvvetini bildirir, O da ümmetinden birine peygamberlik verildiğini tebliğ eder. O ikinci peygamber, peygamberliğin, kendisinden önce gönderilmiş olan diğer bir peygamber vâsıtasıyla öğrenmiş olur.
Toplam Görüntülenme: 283
Yayın tarihi: Cumartesi, 27 Kasım 2021
Bunları okudunuz mu?
- Hocasına edeple bakan hak yoluna girmiş olur
- Ahirette bütün insanlar ve canlılar diriltilecek
- İslâm bilgileri, üstâddan ve kitaptan öğrenilir
- Namazları vakitlerinden önce ve sonra kılmak
- Yapılan ibadetin tadı ihlâs iledir
- Yolumuzun esası, zaruri olan ile yetinmektir
- Her varlık, Allah'ı tesbih eder
- O gâzilerle harp etmek akıllıca bir iş değildir
- Allah adamlarında üç alâmet vardır
- Nefsin hilelerinden kurtulmak için