SADRAZAMI TERSLEYEN ADAM

III. Osman’ın son, III. Mustafa’nın ilk Sadrazamı Koca Ragıp Paşa ile dönemin ünlü hiciv şairi Haşmet yakın dost idiler. Bir Ramazan ayının son günü akşama doğru Vezneciler semtinden geçerken Haşmet, Sadrazamı Kuyucu Murad Paşa türbesine soktu. Orada görev li türbedarın son derece sinirli bir adam olduğunu, onu kızdırarak biraz eğlenmelerini teklif etti. Türbedar, gelen ziyaretçileri görünce heyecana kapılıp koşturdu, temennalar etti ve boynunu eğip ellerini kavuşturdu. Ragıp Paşa hafifçe kaşlarını çatarak konuştu:“Bak türbedar efendi! Burada yatan zat, devletin en yüksek kademesine çıkmış, gazi ve mücahid bir vezirdir. Ona hizmette kusur etmemeli, sandukasına, kavuğuna, sarığına ziyade ihtimam göstermelisin!”

Adam, bu konuda zaten titiz olduğunu, emr-i âlîleri gereği şimdiden sonra daha da dikkatli davranacağını ifade etti. Fakat Ragıp Paşa, sanki onu duymuyor gibi, aynı minvalde ihtarlarını sürdürüyordu:“Anladın değil mi? Büyük adamdır Kuyucu Murat Paşa, aman ha! Mukayyet ol, hizmette en küçük bir ihmal gösterme!”türbedarın gözleri oynamaya, sakalı titremeye başlamıştı. Çileden çıkmak üzere olduğu belliydi. Yine de tutuyor, edep çerçevesinde “Başüstüne” diyordu. Ne var ki, Ragıp Paşa da üsteleyip durmaktaydı; “Bak, bir daha söylüyorum, sandukasına, kavuğuna, sandığına hiç toz kondurma!” Sonunda tepesi attı türbedarın! Muhatabının Sadrazam oluşuna bakmadan kestirip attı: “Bu herif sabah kalkıp bayram alayına katılacak değil ya! Bu kadarı çok bile”Ziyaretçiler meramlarına erişmiş, türbedarı kızdırmayı başarmışlardı. Ragıp Paşa, ona bir kese altın ihsan ederek Haşmetle birlikte türbeden çıkarken, gözlerinden yaş gelecek derecede gülmekten kendini alamıyordu.

Toplam Görüntülenme: 1874

Yayın tarihi: Pazartesi, 03 Mayıs 2004

Bunları okudunuz mu?