"Somuncu Baba" Hâmid-i Aksarâyî

Somuncu Baba’nın asıl ismi Hâmid, babasının ismi ise Şemseddîn Mûsâ’dır... İlk tahsîlini babasından aldı. Babasının vefâtından sonra Şam’a giderek, Hankâh-ı Bâyezîdiyye’de ilim öğrendi. Tasavvuf yoluna girdi. Orada pekçok velînin sohbetlerine katıldı. Burada Üveysî olarak, mânevî yol ile Bâyezîd-i Bistâmî’den feyz aldı.

Tebrîz’den Anadolu’ya...
Hâmid-i Aksarâyî hazretleri, mânevî bir emir üzerine Tebrîz’e gitti. Tebrîz’den de Anadolu’ya gelip, Bursa’ya yerleşti. Burada bir fırın yaptırdı. Fırınına merkebiyle dağdan odun getirir, onunla ekmekleri pişirirdi. Ekmek küfesini sırtına alarak; “Somun! Müminler somun!” diye söyler, geçimini bu yolla sağlardı. Halk, bu fırıncıya “Somuncu Baba” der ve pişirdiği ekmeğin lezzetine doyamazlardı...
Hâcı Bayram-ı Velî, sık sık Bursa’ya gelip hocasını ziyâret ederdi. Hâmid-i Aksarâyî hazretleri, Bursa’da bir ümmî gibi hareket edip, ilminin varlığını kimseye söylemedi. Hep, halk içinde Hak ile olmağa gayret etti. Fakat Ulucami’nin açılışında verdiği vaaz ile hekes onun büyüklüğünü anladı. Somuncu Baba, durumunun anlaşılması üzerine; “Sırrımız fâş olup, herkes tarafından anlaşıldı” diyerek, Bursa’dan gitmek istedi. Bir sabah erkenden, birkaç talebesini de yanına alarak yola çıktı. Böyle bir zatın Bursa’yı terk etmekte olduğunu işiten Molla Fenârî, bir çınar ağacının yanında ona yetişti. Gitmemesi için çok yalvardı. Fakat kabûl ettiremedi. Sonunda, Bursalılara duâ etmesini istedi. Somuncu Baba, o çınarın yanında Bursa’ya yönünü dönerek, feyizli, bereketli bir şehir olması ve yeşil olarak kalması için duâ etti ve vedâlaşarak ayrıldılar. Bursa’da bu çınarın bulunduğu bölgeye “Duâ Çınarı” denildi...

Talebeleriyle helâlleşti ve...
Bursa’dan ayrılan Somuncu Baba, Aksaray’a geldi. Burada ömrünün sonuna kadar Allahü teâlânın emir ve yasaklarını bildirmek için uğraştı. Hem zâhirî, hem de bâtınî ilmi ile Aksaraylıların gönüllerinde erişilmesi güç olan mümtâz bir mevkiye erişti.
Hâmid-i Aksarâyî hazretleri, 1412 (H.815) senesinde, bir gün dostları ve talebeleriyle helâlleşti. İki rekat namaz kıldıktan sonra, uzun uzun duâ etti. Sonra Kelime-i şehâdet getirerek vefât etti. Cenâze namazını Hâcı Bayram-ı Velî kıldırdı...

Toplam Görüntülenme: 1689

Yayın tarihi: Cuma, 12 Mayıs 2006

Bunları okudunuz mu?