Ubâde İbni Sâmit (radıyallahü anh)

Eshâb-ı kirâmın büyüklerinden Hazreti Ubâde, 34 (m. 655) yılında yetmişiki yaşlarında iken Remle’de hastalandı. Vefât edeceğini anlayınca dedi ki:
-Ne kadar akrabam, azatlı, hizmetli ve komşularım varsa; toplayıp getirin!
Hepsi gelince, onlara;
-Sanıyorum bugün; dünyadaki son günüm, âhiretteki ilk gecem olacaktır. Bazılarınızı, elimle veya dilimle incitmiş olabilirim. İşte şimdi bana, kısas yapın. Çünkü bu dünyada kısas yapmazsanız, yemin ederim ki öbür dünyada, hakkınızı benden alacaksınız, dedi.

“Şu garip Ubâde’ye duâ edin”
Etrafındakilerle helâlleşti. Sonra son vasiyetini yaptı:
-Rûhumu teslim eder etmez, hepiniz kalkıp güzelce abdest alın. İkişer rek’at namaz kılıp; hem kendinize, hem de şu garip Ubâde’ye duâ edin. Çünkü cenâbı Hak, yüce Kitâbında (Sabır ve namazla, Allaha sığının!) buyurmuştur. Daha sonra hiç bekletmeden, beni kabrime götürün.
Ubade bin Sâmit’in ölüm anı geldiğinde dedi ki:
-Yatağımı salona çıkarın, hizmetçilerimi, kölelerimi ve komşularımı ve bana gelip gidenleri toplayın...
Arzuladığı gibi hepsi bir araya geldiler. Onlara dedi ki:
-İçinde bulunduğum şu günü ancak dünyadaki son günüm ahiretteki ilk gecem olarak görüyorum. Bilemiyorum belki sizlere karşı elimle yahut dilimle bir haksızlık yapmışımdır. Ubade’nin nefsini elinde tutana yemin olsun ki, kıyamet günü kısas vardır. Her şey karşılığını bulur. Canım çıkmadan önce bu hususta kendi hesabına bir hakkı olanın kısasla benden onu almasını kesinlikle istiyorum. Dediler ki:
-Hayır sen bizim için bir babaydın. Bizi yetiştiren sendin. Ravi, Ubade’nin hiçbir hizmetçiye kötü bir söz söylemediğini belirtir.

“Mezarıma çabuk götürün...”
Ubade (radıyallahü anh) dedi ki:
-Bununla ilgili herhangi bir durum varsa beni bağışladınız mı? “Evet” dediler. Bunun üzerine:
-Allahım sen şahit ol, dedi ve devamla:
-Şu halde vasiyetimi iyi belleyin. Hiçbir kimsenin arkamdan ağlamasını kesinlikle istemiyor bundan sakındırıyorum. Ruhumu teslim ettiğimde her biriniz güzelce bir abdest alsın. Mescide gidip namaz kılsın, sonra da Ubade için ve kendi için Allah’tan bağışlanma dilesin. Zira Allahü teala: Sabır ve namazla yardım isteyin buyuruyor. Sonra beni mezarıma çabuk götürün...
Bu mübarek sahabeyi dediği gibi defnettiler.

Toplam Görüntülenme: 1679

Yayın tarihi: Cuma, 20 Ekim 2006

Bunları okudunuz mu?