Ya eyyühennebiyyu ya eyyüherresul
Medenî Mehmed Efendi Osmanlı âlimlerindendir. 1108 (1697)’de Trabzon’da doğdu. İstanbul’da tahsil gördükten sonra Şam, Kudüs, Mekke ve Medine’de tahsiline devam etti. Hicaz’dan İstanbul’a dönünce Süleymaniye Medresesi’nde müderris ve hâfız-ı kütüb olarak görevlendirildi. 1200’de (m. 1786) İstanbul’da vefat etti. “el-Câmiu’l-a’zam fî esmâi nebiyyine’l-muazzam” isimli eserinde şöyle buyuruyor:
Kur’ân-ı kerimde, Muhammed [aleyhisselam] ism-i şerifinin geçtiği âyet-i kerimelerin mealleri şöyledir: (Muhammed [aleyhisselam] ancak bir resuldür. Ondan önce birçok resuller gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse, siz ardınıza dönecek misiniz [dininizi bırakıp savaştan kaçacak mısınız]? Böyle yapan, elbette Allah’a bir zarar veremez, fakat şükredip sabredenlere, Allah elbette mükâfat verecektir.) [Al-i İmran 144] (Muhammed [aleyhisselam, kendi sulbünden olmayan] erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. O, Allah’ın Resulü ve nebilerin sonuncusudur.) [Ahzab 40] (İman edip salih amel işleyenlerin ve Rableri tarafından bir gerçek olarak Muhammed [aleyhisselama] indirilen kitaba inananların kötülüklerini Allah örter ve durumlarını düzeltir.) [Muhammed 2] (Muhammed [aleyhisselam] Allah’ın elçisidir. Onunla birlikte olanlar [Eshab-ı kiram], kâfirlere karşı çetin [ve metin], kendi aralarında merhametlidir. Onları rükû ve secde hâlinde [namaz kıldıklarını], Allah’ın fazlını ve rızasını kazanmaya çalıştıklarını görürsün. Yüzlerinde secdelerin izinden nişanları vardır [yüzleri nurludur]. Bu, onların Tevrat’taki vasıflarıdır. İncil’deki vasıfları da şöyledir: Onlar [Eshab-ı kiram], filizlenmiş, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş, ekicilerin hoşuna giden ekine benzerler. Allahü teâlâ, böylece onları [Eshab-ı kiramı] çoğaltıp güçlendirmekle, kâfirleri öfkelendirdi. İman edip salih amel işleyenleri mağfiret edip, onlara [Eshab-ı kirama] büyük ecir vereceğini vadetti.) [Fetih 29] Yukarıda da görüldüğü gibi Allahü teâlâ, bütün peygamberlere (Yâ Âdem, Yâ Musa, Yâ İsa) diyerek ismiyle hitap ederken, Peygamber efendimize o şekilde ismiyle hitap etmemiştir. Muhammed aleyhisselama, (Ya eyyühennebiyyu, ya eyyüherresul) diyor, Resulüm, Habibim gibi güzel sıfatlarla anıyor. Kur’ân-ı kerimi okurken, Peygamber efendimizin ismi geçince, hemen o mübarek ismi sevgiyle, saygıyla öpen Müslüman, çok nimete kavuşur.
Toplam Görüntülenme: 268
Yayın tarihi: Pazartesi, 06 Aralık 2021
Bunları okudunuz mu?
- Vakıf, ibâdet değil, kurbettir
- Kaba ve hafîf necâset nedir?
- İnsanın îmanını bozan din hırsızları!
- Dört mezhebe göre süt kardeşliği
- Hanefî'de abdestin sünnetleri
- Yolumuzun esası, zaruri olan ile yetinmektir
- Her varlık, Allah'ı tesbih eder
- O gâzilerle harp etmek akıllıca bir iş değildir
- Allah adamlarında üç alâmet vardır
- Nefsin hilelerinden kurtulmak için