Bu sayfayı yazdır

36 - GEL KEREM EYLE

Fâtih Sultan Mehmed Hanın vezirlerinden Mahmûd Paşaya yakınlığı ile tanınan Molla Vildân anlatır: Birgün Mahmûd Paşa, söz arasında beni çok sevdiğinden bahsetti. Ben de, onun Molla Abdülkerîm Efendiye olan ilgisinden bahisle; "Siz, benden çok Abdülkerîm Efendiyi seversiniz." dedim. Mahmûd Paşa da; "Evet, doğru söyledin." dedi.

Sonra; "Molla Abdülkerîm sizin Cennet'e girmenize sebep mi olacak ki, bu kadar seviyorsunuz?" diye sordum. Mahmûd Paşa şöyle anlattı: Cennet'e sokacak desem de olur. Çünkü o, benim günahlardan tövbe etmeme vesîle oldu. Fâtih Sultan Mehmed Hanın kapıcıbaşısı iken, bir günâha mübtelâ olmuştum. Bir sabah Abdülkerîm Efendi, evimizi şereflendirdi. Bir müddet sohbetten sonra, ayağa kalktı. Hürmet ve tâzimle kapıya kadar yolcu ederken, bana döndü ve; "Dünyâ ve âhiretine yarar bir sözüm var ki, iyi dinleyip kötülüklerden sakınasın." dedi. Ben de; "Buyurun." dedim. Sözüne devâmla; "Elhamdülillah, ilim sâhibisin ve pâdişâhın da yakınlarındansın. Çok geçmeden vezîrlik makâmına yükseleceğin âşikârdır. Ne yazık ki, içini ve dışını günah pisliklerinden temizlemeye gayret etmezsin. Vezîrlik makamı, akıllı kimselerin durağıdır. Osmanlı Devletinin yüce dîvânı, temiz insanların toplandığı bir yerdir. Gel kerem eyle, içini o günah pisliklerine bulama ve dalâlet çukurlarına düşüp debelenme!" dedi. O bana bu nasîhatleri verirken, hava soğuk olmasına rağmen boncuk boncuk terledim. Hemen o ânda tövbe ettim ve onun bildirdiği doğru yoldan ayrılmadım. Bunları dinleyince ben de; "Gerçekten onu sevmek yalnız size değil, bize de vâcib oldu." demekten kendimi alamadım."

Toplam Görüntülenme: 2037

Yayın tarihi: Perşembe, 05 Şubat 2004