Bu sayfayı yazdır

Büyük fıkıh âlimi İmâm-ı Begavî

İmâm-ı Begavî hazretleri, ilim öğrenmek için bütün Maveraünnehir illerini gezdi. Fıkıh, hadis, tefsir, kıraat ve edebiyat öğrendi. Birçok âlimden ders aldı ve kendisi de çok âlim yetiştirdi. Haram ve şüphelilerden çok sakınır, talebe yetiştirmekten kalan zamanını ibadetle geçirirdi...

“Ceyş-i Usret’ten murâd”
Muhyissünne İmâm-ı Begavî hazretleri (Meâlim üt-tenzîl) kitâbında, sûre-i Bekaranın sonunda meâl-i şerîfi (Mallarını Allah yolunda infâk edenler, dağıtanlar...) olan 262’nci âyet-i kerîmesinin tefsîrinde Kelebî’den nakil buyurmuşlar ki; bu âyet-i kerîme, hazret-i Osmân bin Affân ve hazret-i Abdürrahmân bin Avf hakkında nâzil olmuştur. Abdürrahmân bin Avf, Resûlullahın efendimizin huzûruna dört bin dirhem getirdi, koydu. Dedi ki: Yanımda sekizbin dirhem var idi. Dört bin dirhemi kendime ve âileme alıkoydum. Dört bindirhemi Rabbime ödünç verdim. Resûl-i ekrem efendimiz ona buyurdu ki: (Evinde bıraktığına ve borç verdiğine, Allahü teâlâ bereket versin!) Ammâ Osmân “radıyallahü teâlâ anh” Müslümânları Tebûk Gazâsında techîz etti. Ticâret develerini, hevedleri ve çulları ile berâber verdi. O iki serverin hakkında bu âyet-i kerîme nâzil oldu. Abdürrahmân bin Sümre “radıyallahü teâlâ anh” dedi ki: Ceyş-i Usret’e hazret-i Osmân, bin dinâr ile geldi. ‘Ceyş-i Usret’ten murâd, Tebük Gazâsıdır. Resûlullahın kucağına altınları döktü. Ben gördüm. Resûlullah mübârek elini altınlar arasına daldırıp, karıştırdı. Buyurdu ki: (Osmâna bundan sonra yaptıkları zarar vermez.) Allahü teâlâ hazretleri meâl-i şerîfi, (Allah yolunda mallarını sarf eden kimseler, dağıttıkları şeyler ile karşısındakileri ezâda ve minnette bırakmazlar. Onların ecrini onların Rabbi verir. Onlar için korku ve üzüntü yoktur) olan âyet-i kerîmeyi gönderdi.

“Size üç vasiyetim var”
İmâm-ı Begavî hazretleri, 1117 (H. 516) senesinde Merv’de vefat etti. Hocası Kâdı Hüseyin’in yanına defnedildi. Vefatı sırasında buyurdu ki:
“Size üç şey vasiyet ediyorum ki; âlim olmanın sebeplerindendir: Birincisi, nefsinizi temizlemektir. Bunun için selef-i salihinin yolundan ayrılmayın. İkincisi, Resulullah efendimizin sünnetini ihya edin. Üçüncüsü, gizli veya aşikâr, zahirde veya batında asla Allahü teâlâya şirk koşmayın. Efendimiz buyurdular ki: Şefaatim, ümmetimden Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmadan ölenleredir.”

Toplam Görüntülenme: 1766

Yayın tarihi: Pazartesi, 29 Ocak 2007