Bu sayfayı yazdır

Alındaki secde izi Tâvûs bin Keysân

Tâvûs bin Keysân hazretleri, büyük bir hadîs âlimi olup, aynı zamanda fıkıh ve tefsîr ilminde de pek ileri dereceye sâhipti. Allahü teâlâya yalvarmaktan büyük haz duyan bir zâttı. Uzun zaman ayakta ibâdet etmekten yorulmazdı. Çok namaz kıldığı için, alnında “secde izi” oluşmuştu. Yatağına yattığı zaman, sağa sola döner rahat edemez, bunun üzerine kalkar sabaha kadar namaz kılar ve; “Âbidlerin uykusu, Cehennem’i hatırlamaktır” derdi. Bu mübarek zat, kırk defa hacca gitmiştir...

“Bu nasîhat bana kâfidir”
Tâvûs bin Keysân, duâsı kabûl olan zâtlardandı. O derece cesur ve kuvvetli kalbe sâhipti ki, öldürüleceğini bilse bile gayrimeşrû bir işi aslâ yapmaz ve dalkavukluğa kaçacak bir sözü hiç kullanmazdı. Ateşten çok korkar, gördüğü yerde aklını kaybedecek gibi olurdu. Çünkü ateşi görünce Cehennem’i hatırlardı. Bir defâsında, ocaktan çıkan alevi görünce bayıldı.
Halîfe hazret-i Ömer bin Abdülazîz’e bir nasîhat mektubunda; “Kendi amelinin hayırlı olmasını istiyorsan, halkın işlerini de hayırlı insanlara yaptır” buyurdu. Ömer bin Abdülazîz bunu okuyunca, “Bu nasîhat bana kâfidir” demiştir.
Tâvûs bin Keysân, bütün işlerini ve hattâ konuşmasını iyi niyet ederek yapardı. Kendisine konuş dediklerinde konuşmadığı gibi, kendiliğinden konuşmaya başladığı da olurdu. Niçin böyle yapıyorsun, diye soranlara; “Niyetimi düzeltmişsem konuşurum” derdi.

“Âhirete eli boş gidersin!..”
Mekhûl hazretlerine gönderdiği bir nasîhat mektubunda şöyle yazdı: “Selâmün aleyküm, kardeşim Mekhûl, sakın yaptığın ibâdetlerin çokluğu sebebiyle, kendini Allahü teâlânın yanında büyük bir makam sâhibi sanmayasın. Çünkü, kendisini bu zanna kaptıranların hepsi ahirete eli boş gittiler. Eğer, yaptığım ibâdetlerin çokluğunu insanlar görsün, beni öğsünler diye düşünüyorsan, insanlar seni öğerler ve maksadın hâsıl olur. Fakat âhirete sen de eli boş gidersin!..”
Tâvûs bin Keysân hazretleri 724 (H.106) yılında 90 yaşında hac yaparken, Terviye gününden bir gün önce vefât etti. Cenâze namazını Halîfe Hişâm bin Abdülmelik kıldırdı.
Oğluna şöyle vasiyyet etti: Vefât edince, beni kabre koyduğunuzda, kabrime bak. Eğer beni kabrimde göremezsen, Allahü teâlâya şükret. Şâyet beni kabrimde görürsen “İnnâ lillah ve innâ ileyhi râciûn” de!

Toplam Görüntülenme: 2081

Yayın tarihi: Pazartesi, 17 Aralık 2007