Bu sayfayı yazdır

Biraz yavaş konuş herkes duyacak!..

Süfyân-ı Sevrî büyük velîlerdendir. 713 (H.95) senesinde Kûfe’de doğdu. 778 (H.161)’de Basra’da vefât etti. Tebe-i tâbiîndendir. Hikmetli sözleriyle insanlara nasîhatlerde bulunup, hak yolun bilgilerini öğretti. Bu hususta nasîhatleri pek çoktur. Buyurdu ki:
“Ey kardeşim! Her zaman ve her yerde, doğru ol. Yalan, sözünde durmamak, emâneti yerine getirmemek gibi kötü huylardan çok sakın. Yalancı ve sözünde durmayanlarla düşüp kalkma!”

GAFLETTEN KURTULMAYA ÇALIŞ!
Yine buyurdu ki:
“Büyük bir kalabalık, bir yere toplansa ve biri, içinizden ‘akşama kadar kim yaşayacak, bilsin’ dense, kimse bilemez. İşin şaşılacak tarafı şurasıdır ki, eğer o kimselere; ‘Öyleyse, ölüm için gerekli hazırlığı yapan, ayağa kalksın’ dense kimse ayağa kalkmaz. Bu gafletten kurtulmaya çalışmalıdır.”
Süfyân-ı Sevrî hazretleri bir defâ devrin halîfesiyle namaz kılıyordu. Halîfe namaz kılarken devamlı sakalıyla oynuyordu. Süfyân hazretleri namazdan sonra;
“Ey Halîfe! Namaz kılarken lüzumsuz hareket yapılmaz. Yarın kıyâmet günü böyle kıldığın namazları paçavra gibi yüzüne çarparlar” buyurunca, Halîfe;
“Biraz yavaş konuş etraftakiler duyacaklar” dedi. Süfyân hazretleri;
“Eğer, böyle önemli bir meseleyi izâh etmezsem, dînin emrini yerine getirmemiş olurum. Bu ise bana yakışmaz” buyurdu.
Bu söz hâlîfeye çok acı geldi. Kendisine başkalarının da söz söyleyememesi için darağacının kurulmasını ve âleme ibret için asılmasını emretti!..

“YARIM KALAN İŞLERİM VAR!”
Darağacının kurulduğu gün, Süfyân hazretlerinin yanında Fudayl bin İyâd ve Süfyân bin Uyeyne hazretleri olduğu halde uyuyordu. Bu iki büyük zat, onun asılacağını öğrenmişlerdi. Birbirlerine;
“Asılacağını uyanıncaya kadar bildirmeyelim” derken işitti ve;
“Ne konuşuyorsunuz?” buyurunca, durumu Süfyân-ı Sevrî’ye anlattılar. O da;
“Ben yaşamaya hevesli biri değilim. Fakat, dünyâda yarım kalan, yapmam lâzım gelen işler var” buyurdu. Gözleri dolu dolu oldu ve;
“Ey Allah’ım! Onları şiddetli bir cezâya çarptır!” diye duâ etti. Daha duâsı biter bitmez sarayın kubbesi çöktü. Halîfe Câfer ve adamları altında kalarak can verdi. O iki büyük zât;
“Bu kadar çabuk kabûl olunan bir duâ bilmiyoruz” dediler...

Toplam Görüntülenme: 1138

Yayın tarihi: Perşembe, 17 Nisan 2008