Bu sayfayı yazdır

Kundaktaki bebek ve zalim hükümdar!

Muteber kitaplarda buyuruluyor ki: “Bir kimsenin îmânı son nefeste belli olur. Bir insan, bu saâdete kavuşunca, Allahü teâlânın ihsânları başlar. Bu anda, elbette sevinir. Saâdet sâhibi o kimsedir ki, Azrâil aleyhisselâm gelip ‘Korkma, Erhamürrâhimîne gidiyorsun. Asıl vatanına kavuşuyorsun. Büyük devlete erişiyorsun!’ der.
Fâcirin, yanî kâfirin rûhu sert olarak şiddet ile alınır ve yüzü Ebû Cehil karpuzu gibi olur. Melekler ona hitâben, ‘Ey habîs olan rûh! Habîs olan cesetten çık’ der. O da merkep gibi bağırır. Rûhu çıkınca, Azrâîl aleyhisselâm, onu yüzü gâyet çirkin ve siyâh elbiseli ve fenâ kokulu zebânîlere (yanî azâb yapan meleklere) teslîm eder...”

O, SADECE EMRİ YERİNE GETİRİR
Azrâîl aleyhisselâm, “Melek-ül mevt”tir, yani ölüm meleğidir. Verilen emri yerine getirir, yani eceli gelenin canını alır. Yorum yapmaz, emre itiraz etmez. Kitaplarda şöyle anlatılır:
Cenab-ı Hak, Azrail aleyhisselâma sorar:
- Ya Azrail! Bir kimsenin ruhunu alırken hiç üzüldüğün oldu mu?
Azrâîl aleyhisselâm şöyle cevap verir:
- Ya Rabbi her şey Sana malûmdur... Bir kulunun ruhunu alırken çok üzüldüm. O da bir gemi dalgalar arasında parçalanıp batmıştı. Fakat o gemide kundakta bir bebek vardı. Anasının ölümü emrolunmuştu. Bebeğin annesinin ruhunu alırken çok üzüldüm. Sonra o öksüz bebek, bir tahta parçasının üzerinde karaya çıkarak kurtuldu...
Bu sefer Hak teâlâ hazret-i Azrâîl’e şöyle sual eder:
-Peki, sevinerek ruhunu aldığın bir kimse hatırlıyor musun?

“KİM OLDUĞUNU BİLİYOR MUSUN?”
Azrâîl aleyhisselâm bu suale de şöyle cevap verir:
- Evet ya Rabbi! Zalim bir hükümdar vardı. Halk ondan bîzar kalmıştı, işte o zalimin ruhunu kabzederken çok sevindim.
Allahü teâlâ buyurur ki:
- O zalim hükümdarın kim olduğunu hatırlıyor musun?
Azrâîl aleyhisselâm;
- Hayır hatırlamıyorum ya Rabbi, deyince Cenab-ı Hak şöyle buyurdu:
- Hani o anasının canını üzülerek kabzettiğin bebek vardı ya, işte zalim hükümdar oydu!..

Toplam Görüntülenme: 1555

Yayın tarihi: Perşembe, 05 Haziran 2008