Bu sayfayı yazdır

Suriyeli velî Ali Kazvânî

İslam âlimlerinin büyüklerinden olan Ali Kazvânî (Kîzvânî) hazretleri, Suriye’nin Hama şehrinde doğdu. Gençliğinde Seyyid Ali bin Meymun Magribî adlı büyük bir zâtın talebesi idi. Bir gün, üzgün bir hâlde memleketini terk edip, batı tarafına gitti. Şeyh Seyyid Ali’nin vefâtından sonra halîfesi olan Şeyh bin Arafa, Seyyid Ali’nin talebelerinden Şeyh Alvân’a mektup gönderdi. Mektupta;
“Cenâb-ı Hakk’ın kapısından hiç kimse kovulmaz. Hocamız Seyyid Ali’nin, Ali Kazvânî’yi kovmaktan maksadı, terbiye ve hâlini düzeltmesi içindi. Siz onu niçin kabûl etmiyorsunuz?” diye yazıyordu...

TALEBELİĞE KABUL ETTİ
Bunun üzerine, Şeyh Seyyid Ali’nin halîfelerinden Şeyh Alvân Hamevî, Ali Kazvânî’yi talebeliğe kabûl etti. Ali Kazvânî, Şeyh Alvân’ın terbiyesi ile mânevî hâllere ve makamlara kavuştu. Bir müddet bu şekilde devâm etti. Ondan çok kimse istifâde etti. Daha sonra Anadolu’ya geldi. Buradan hac ibâdetini yerine getirmek için Mekke-i mükerremeye gitti. Mekke-i mükerremede büyük âlim Abdülvehhâb-ı Şa’rânî ile görüşüp sohbetinde bulundu...
Ali Kazvânî hazretleri, insanlar arasında hâllerini gizlerdi. Bir sohbet esnâsında Abdülvehhâb-ı Şa’rânî’ye şöyle dedi:
“Burası, Mekke-i mükerreme. Allahü teâlânın beldesidir. Kim burada iyi hâl ile görünürse, insanlar onun yanına koşuşur. Onu Allahü teâlâ ile berâber olmaktan alıkoyarlar. İşte bu sebepten, Mekke-i mükerremeye girdiğim zaman, dünyâyı seven birisi olarak göründüm, onlardan sadaka istedim. Onlar da, bu, dünyâyı seven birisi deyip, benden uzaklaştılar. Ben de, daha fazla Rabbime ibâdet etme imkânı buldum.”

“BİZ, CENNETLERİ TANIYORUZ!..”
Bu mübarek zatın da hikmetli sözleri çoktur. Buyurdu ki:
“Kendini çok öven bir kimse, başkasını da aynı derecede kötüler. Başkasını fazla kötüleyen de, kendisini aynı derecede medheder, över.”
“Allahü teâlâyı taleb ve O’nun rızâsını isteme husûsunda samîmî ve doğru olan, insanların kendisini terk etmelerine aldırmaz!”
Ali Kazvânî hazretleri Mekke-i Mükerreme’den Taif’e giderken yolda vefat etti. Vefatından önce buyurdu ki:
“Allahü teâlâ Muhammed Suresi 4. ayet-i kerimesinde ‘Onları kendilerine tanıttığı cennetine sokar’ buyuruyor. Cenab-ı Hak, onlara şehid edilmelerinden önce o Cennetleri tanıttı demektir. Hamdolsun biz, Cennetleri tanıyoruz.”

Toplam Görüntülenme: 1523

Yayın tarihi: Cuma, 13 Haziran 2008