Bu sayfayı yazdır

Meşveret etmek de sebebe yapışmaktır

Ebû Süleymân Nevfelî hazretleri evliyanın meşhurlarından ve Malikî fıkıh ve hadis âlimlerindendir. 288’de (m. 901) Tunus’ta Kayrevan’da doğdu. Burada meşhur âlimlerden fıkıh ve hadis tahsil etti. Mekke'ye giderek büyük velî Ebû Ali Rodbârî’nin sohbetlerinden istifade etti. 334’te (m. 945) Vâdilmâlih’te vefat etti. Bir sohbetinde buyurdu ki:

Sebeplere yapışmak tevekküle münâfi değildir. Çünkü sebeplere tesir etmek kuvvetini de Allahü teâlâ vermektedir. Sebeplere yapışırken, sebeplerin tesirini Allahü teâlâdan bilmeli ve Ona güvenmelidir. Tesir ettikleri tecrübe edilmiş olan sebeplere yapışmak, tevekkül etmek demektir. Tesiri bilinmeyen, ümit dahi edilmeyen sebeplere yapışmak, tevekküle uygun olmaz. Tesiri kati olan sebeplere yapışmak lazımdır, hatta vazifedir. Ateş yakıcıdır. Ateşe yakmak hassasını, tesirini veren Allahü teâlâdır. Aç olunca, gıda, taam yiyeceğiz. Gıdaya doyurmak tesirini Allahü teâlânın verdiğine inanacağız. Tesiri kati olan böyle sebepleri kullanmayarak zarar hasıl olursa, Allahü teâlâya itaat etmemiş oluruz. Ona karşı gelmiş oluruz. Sebepler üç kısmdır: Tesiri görülmemiş, işitilmemiş sebepleri kullanmak câiz değildir. Tecrübe edilmiş, tesîr ettikleri anlaşılmış olan sebepleri kullanmak vaciptir. Bunları terk etmek günah olur. Tesirleri şüpheli olan sebepleri kullanmak vacib, lazım değil ise de, caizdir. Allahü teâlâ, mühim olan işleri yapmadan evvel, bunları tecrübeli, bilgili kimselerle meşveret etmemizi, bundan sonra yapmamızı, yaparken de, Allahü teâlâya tevekkül etmemizi, netîceyi Ondan beklememizi emretti. Meşveret etmek de, sebebe yapışmaktır. Bu emir, sebebe yapışmanın vâcib olduğunu ve sebebin tesîrini Allahü teâlâdan beklemek lâzım olduğunu bildirmektedir. Âhiret işlerinde yani ibadet ve taat yapmakta tevekkül olmaz. İbadetleri yapmamız, bunun için çalışmamız emrolundu. Âhıret işlerinde tevekkül etmek değil, havf ve ümit etmek lazımdır. Bu emirleri yapmak, bunların kabûl olunması ve sevap verilmesi için Allahü teâlânın merhametine ve ihsânına itimat etmek, güvenmek lazımdır. Emirleri yapmak ve yasaklardan sakınmak, kulluk vazîfesidir.

Toplam Görüntülenme: 272

Yayın tarihi: Pazar, 29 Ağustos 2021