Bu sayfayı yazdır

Sizi ne güldürdü yâ Resûlallah?

Saîd bin Kesîr el-Ensârî hazretleri hadis hâfızıdır. 146 (m. 763)’de Mısır’da doğdu. Mâlik bin Enes gibi büyük âlimlerden hadis ilmi tahsil etti. 226’da (m. 841) Mısır’da vefat etti. Naklettiği hadîs-i şeriflerden bazıları:

Hazret-i Osman (radıyallahü anh) bir gün su istedi ve abdest aldı. Sonra güldü ve "Niçin güldüğümü sormuyor musunuz?" buyurdu. "Sizi güldüren şey nedir yâ Emîr-elmü'minîn!" dediler. Buyurdu ki: Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) burada su istedi ve benim abdest aldığım yerde abdest aldı ve sonra güldü. "Beni güldüren şeyi sormuyor musunuz?" diye sordu, işte bunu hatırladım da buna güldüm. Biz Resûlullah Efendimize "Sizi ne güldürdü yâ Resûlallah?" diye sorduk. Peygamber Efendimiz buyurdu ki: "Bir mümin kul abdest alırken yüzünü yıkadığı zaman; yüzüne isâbet eden bütün günahlarını Allahü teâlâ affeder. Kollarını yıkadığı zaman kollarıyla, başını mesh ettiği zaman başıyla, ayaklarını yıkadığı zaman ayaklarıyla işlediği günahları böylece affeder, işte bu beni güldürdü" buyurdular. Ebû Alkame (radıyallahü anh) şöyle nakleder: Osman bin Maz'ûn (radıyallahü anh) vefât etmişti. Resûlullah Efendimiz techîzini emretti. Techîz, yıkama ve namazının kılınması bitince, kabrine kondu. Bu sırada Osman'ın hanımı, "Ey Osman! Cennet sana âfiyet olsun" dedi. Peygamber Efendimiz "Sen bunu nereden biliyorsun?" buyurdular. Hanımı "Yâ Resûlallah! Gündüzleri oruç tutar, geceleri namaz kılardı" dedi. Resûlullah Efendimiz "Allahü teâlâ ve Resûlünü severdi, desen bile (-Cennet sana âfiyet olsun- demeye) kâfidir" buyurdu. Ebû Hureyre radıyallahü anh, Peygamber Efendimizin şöyle buyurduğunu anlatıyor: “Eyyub aleyhisselâm bir gün çölde yalnız olarak guslederken birden üzerine altın bir çekirge konmuştu. Hazreti Eyyub da bu çekirgeyi alıp, cebine koydu. Bunun üzerine Allahü teâlâ kendisine şöyle nida etmişti: “Seni bu gördüğün dünya malından müstağni kılmadım mı?” Eyyub aleyhisselâm ise “Evet, Yâ Rabbi, yüceliğine yemin ederim ki, öyledir. Fakat ben, senin hayır ve bereketine daima muhtacım” diye cevap verdi. Resûlullah Efendimizin Adba adında bir devesi vardı ki hiç kimsenin devesi onu geçemezdi. Bir bedevi, bir binek devesi üstünde gelip onu geçti. Bu, Eshab-ı kiramın ağırına gitti. Bunun üzerine Resulullah Efendimiz durumun farkına vararak şöyle buyurdu: "Allahü teâlâ bir şeyi yükseltti mi, sonradan mutlaka onu alçaltır."

Toplam Görüntülenme: 166

Yayın tarihi: Cumartesi, 03 Eylül 2022